| Ama dünya çok şanslı ki, İngilizce sınavını geçmek zorunda değildi. | TED | لكن لحسن حظ العالم لم يتوجب عليه إجتياز إمتحان لغة انجليزية |
| Ama anadiliniz İngilizce değilse, bir sınavı geçmek zorundasınız. | TED | لكن إن لم تكن الإنجليزية لغتك الأم حينها ينبغي عليك إجتياز إمتحان |
| Purgatory'i bir melek ile geçmeye çalışmak kötü bir fikir ve benim gittiğimiz kapıdan geçebileceğime inanmamız için bir sebep yok. | Open Subtitles | مخاطرة إجتياز المطهر وكأننا حاشية السلطان أقل من إستراتيجية وبالتأكيد عندما لا يكون لدينا سبب لتصديق |
| Gazlı pike, 200'ü geçmeye çalışıyor! | Open Subtitles | .إنه هبوط عاجل .إنها تحاول إجتياز 200 عقدة |
| O...çocuğu. Kapıdaki bodyguard' ı geçmemiz gerekecek. | Open Subtitles | ~O0O~~0O0~ يتوجّب علينا إجتياز ذلك الأبله |
| Ama bizim ligimizde, bu halinle orta halli bir defans oyuncusunu geçemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع إجتياز مدافع متوسط في إتحادنا بتلك الألعاب المبهرجةالتى تفعلها. |
| İçeri giren ve dışarı çıkan tek bir yol bırakır sonra da o geçitten geçilmesini imkânsız hâle getirirdim. | Open Subtitles | ان ادع طريق واحد فقط للذهاب والعودة .ثم اجعل من المُستحل إجتياز البابِ |
| Buradaki on geçidi yalnız geçmelisin. | Open Subtitles | عليك إجتياز تلك الأبراج العشرة لوحدك |
| Her neyse, yapmanız gerek ilk iş geçmek. | Open Subtitles | ولكن أول مايتوجب عليكم فعله هو إجتياز الإختبار |
| Onları yakalayabilmek için tek çare Bungle Bangıls'dan geçmek. | Open Subtitles | لو أردنا القبض عليهم يجب علينا إجتياز الجبال الصخرية |
| Biliyorum, biliyorum. Zamanı yarıp geçmek ve tekrar ölmek biraz acıtıyor. | Open Subtitles | إجتياز الأمر و معايشته مرة أخرى أمر مؤلم |
| Şimdi tek yapman gereken güvenliği geçmek Jack. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله الآن هو إجتياز الأمن. |
| O zaman bunu kanıtlamak için Kippie Kann Yalan Makinesi'nden geçmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | عليه إجتياز اختبار " كيبي كان دو" الكاشف للكذب ليثبت ذلك |
| Kapıdan içeri girmek için güvenlik noktasından geçmek gerekmektedir. | Open Subtitles | "لدخوله عليكم إجتياز الباب الذي بجوار نقطة الحراسة" |
| Birkaç sınavı geçmeye razı olmadıkları sürece... | Open Subtitles | أعني, إلا لو كانوا قادرين على إجتياز بعض الأختبارات |
| Ve o Mart ayından beri testi geçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | نعم. كانت تحاول إجتياز ذلك الإختبار منذ شهر مارس |
| İpucumu çözün, Mr. Fox ve testimi geçmeye bir adım yaklaşmış olun. | Open Subtitles | حل لغزي، يا سيد (فوكس) وستكون قريب خطوة أخرى من إجتياز إختباري |
| Dinleyin, World Jam çok yakınımızda, ama ulaşabilmemiz için iki eleme turundan geçmemiz gerek. | Open Subtitles | إسمعوا، بطولة الرقص قد قاربت، ولنذهب إليها يجب علينا إجتياز جولتين لنتأهل لدخولها. -وهذا يعني ... |
| Dinleyin, World Jam çok yakınımızda, ama ulaşabilmemiz için iki eleme turundan geçmemiz gerek. | Open Subtitles | إسمعوا، بطولة الرقص قد قاربت، ولنذهب إليها يجب علينا إجتياز جولتين لنتأهل لدخولها. -وهذا يعني ... |
| ATAC hayalet uydularımın arasından... sen de şifreli programımdan geçemezsin. | Open Subtitles | أيا تياك" لن يستطيع إجتياز أقمارى الشبح الصناعية" وأنت لن تستطيع إجتياز برنامجي المشفر |
| Üvez ağacı külünü geçemezsin. | Open Subtitles | لن تستطيع إجتياز الـ"ماونتن آش". |
| İçeri giren ve dışarı çıkan tek bir yol bırakır sonra da o geçitten geçilmesini imkânsız hâle getirirdim. | Open Subtitles | -طريق واحد للذهاب والمُغادرة -من المُستحل إجتياز البابِ . |
| Bu on köprüden tek başına geçmelisin. | Open Subtitles | عليك إجتياز تلك الأبراج العشرة لوحدك |