| Sen ve polis bunun bir kaza olduğuna hükmetmiştiniz. Ama bunun bir suç soruşturması olması gerekiyordu. | Open Subtitles | أنت والشرطة قررتما أنّه حادث لكنّي إحتجت أن يكون تحقيق |
| Size yapılanlar için bizzat gelip özür dilemem gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا فقدت إحتجت أن آتي إلى هنا اليوم لأعتذر عما قد مررت به |
| 1993'te bunun üzerine bir kitap yazdım ve kitabı bitirecekken biraz dizgi yapmam gerekiyordu ve bitişikteki kırtasiyeye gitmekten usandığım için bilgisayar aldım. | TED | وقد كتبت كتابا حول هذا في عام ثلاثة وتسعون, وبينما كنت أنهي الكتاب, إحتجت أن أجري بعض تنضيد الحروف, وكنت متعبا من الذهاب إلى المطبعة المحلية للقيام بذلك, لذا إشتريت كمبيوتر. |
| Senin de hastalanmanı istemedim. Hem tuvaletin yanında olmam lazımdı. | Open Subtitles | لم أرغب أن أجعلك تمرضين بالإضافة إحتجت أن أكون قريبا من الحمام |
| Yanıma gelmeden önce iyi olup olmadığını görmem lazımdı. | Open Subtitles | إحتجت أن أرى إذا كنتِ تضمرى الخير قبل أن أسمح لكِ بالأقتراب منى |
| Belki de geçmesi için beklemem gerekiyordu. | Open Subtitles | ربما إحتجت أن أتركه يمضي لحاله |
| Üzerimi değişmem gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أغيّر ملابسي |
| - Benim de seni bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أجدك، أيضًا |
| - Benim de seni bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أجدك، أيضًا |
| Yalnızca sormam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أسمعك تقولينها |
| Ona güvenmemen konusunda seni uyarmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أحذّرك ألاّ تثق به. |
| Sadece sindirilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | أنت إحتجت أن تكون ألفا |
| - Seni bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أجدِك |
| - Seni bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إحتجت أن أجدِك |
| Kulübe üstünde çalışmam lazımdı, kilidi açmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | إحتجت أن أعمل على السقيفة أنا بحاجة لفتحها |