| Çıkışta onu yakalamam gerek, belki benimle bir içki içmek ister. | Open Subtitles | سأحاول إصطيادها في الطريق إلى البيت لأرى ما إذا كانت تريد إحتساء شراباً |
| Eve döndüğümüzde, çıkıp bir kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | .. عندما نصل إلى الديار أتودّين إحتساء كوب من القهوة ؟ |
| Merak ediyordum, acaba benimle kahve ya da bir şey içmek ister miydin belki? | Open Subtitles | كنت أتسائل إن كنتي تودين إحتساء القهوة أو أي شئ برفقتي |
| Depresyona girdi. Çok içmeye başladı. | Open Subtitles | أصبح مكتئباً و أخذ يكثر من إحتساء الشراب |
| Daha çok bira içilen, sırt sıvazlanan bir gece olsun istiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر بالجلوس و إحتساء بعض الجعه نسترجع ذكرياتنا هذه الأمسيه إن كنت تفهم ما أعني |
| Güzel bir yemek yiyecek, birkaç kadeh içecek ve onun bundan sonra yapacaklarını konuşacağız. Alkol? | Open Subtitles | لذا سنتناول الطعام, مع إحتساء كأسين منالخمرثم نتاقشماهىخطوته التالية. |
| Bir fincan çay veya başka bir içmek ister miydin? | Open Subtitles | لا تريدين إحتساء كوباً من الشاي .. أو أي شيء, أنا أود |
| Birşeyler içmek ister misiniz? | Open Subtitles | أأنتم عطشى أيها السادة؟ أتودّون إحتساء شيءٍ ما؟ |
| Şey. Biliyorsun sadece işle sınırlı kalmak zorunda değil. - Daha sonra birer kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | حسناً ، لا يتوجب أن تتوقف علاقتنا على العمل أتودين إحتساء القهوة لاحقاً؟ |
| Hala birer kahve içmek istersen yani sadece arkadaş olarak. | Open Subtitles | إن لا زلت تريد إحتساء القهوة كما تعلم كصديق فأنا متفرغة الليلة |
| Şu an arkadaşlarımla parkta vanilyalı latte içmek daha güzel olurdu. | Open Subtitles | اللطيف هو إحتساء مشروب لاتيه الفانيليا في الساحة مع أصدقائي |
| Botun üzerinde insanı tazeleyen bir fincan kahve içmek... | Open Subtitles | إحتساء كوب من القهوة المخمرةالمنعشةعليقارب.. |
| Bu kadar yemekten sonra kahve içmek istemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا تريد إحتساء القهوة بعد كل هذا الطعام |
| Bak, beni kendime getiren tek şey gece etrafımda akarken, birkaç içki içmek. | Open Subtitles | اسمعي, الشيء الوحيد الذي يجعلني أستمر هو معرفة أنه عندما يحل الليل أستطيع إحتساء بعض المشروبات والإستمتاع |
| Eğer içki içmek istersem, içmek için oyuna ihtiyaç duymam. | Open Subtitles | إذا كنت أريد إحتساء شراب ، ليس عليّ أنّ ألعب لعبه بينما أفعل هذا |
| Bunlardan biri dans etmek, diğeri de bir şeyler içmek. | Open Subtitles | إحداهما هو الرقص، و الأخرى هي إحتساء الشراب. |
| Sıradan bir hırsızla içki içmek için çok mu iyi birisin? | Open Subtitles | أأنت أفضل مِن أن تُشارك لصًا إحتساء النبيذ؟ |
| İçmeye başlayınca parti o kadar kötü gelmiyormuş demek. | Open Subtitles | ليست بتلك الحفلة السيئة منذ أن تبدأ إحتساء الشراب |
| Şimdi mesaide yoksa bizimle içmeye zorlardım. | Open Subtitles | إنه بفترة المناوبة، وإلا لكنت طلبت .منه إحتساء مشروب معنا |
| Bir kahve içmeye geldim, neler görüyorum. | Open Subtitles | كمية كبيرة من الغرابة قبل إحتساء كوب قهوة |
| Buluşmaya gitmeden önce arkadaşlarla biraz bira içeceğiz. | Open Subtitles | يجب علي إحتساء بعض البيرة مع الرفاق قبل أن أخرج لذلك الموعد |
| Geleneğe göre bir savaşçı savaşa girmeden bir kadeh sake içermiş. | Open Subtitles | إنهُ تقليد للمحارب إحتساء مشروب ساكي قبل الذهاب للحرب |