| Anlıyorum, fakat hala sana bir şeyler fırlatma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | مفهوم، ولكن لا تزال هُناك إحتماليّة كبيرة أنّها سترمي شيئاً بإتجاهك. |
| Sebep ne olursa olsun, haklı olabilme ihtimali de vardı. | Open Subtitles | أن هنالك إحتماليّة أنّها قد تكون على حق مهما كان السبب |
| Bana göre büyük ihtimal Çin mahallesi. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الحي الصيني هو الأكثر إحتماليّة |
| Bana inanmadığını söylüyorsun ama kafan bu ihtimal hakkındaki düşüncelerle çalkalanıyor. | Open Subtitles | تقول أنّك لا تصدّقني، بينما عقلك يجادل إحتماليّة صدقي. |
| Yüzde otuz-kırk ihtimalle inanacak. | Open Subtitles | هُناك إحتماليّة 30 إلى 40? %? أنها سوف تعطيني إيّاه. |
| Büyük bir ihtimalle şu anda teknenin enkazını bulmuş olmalılar. | Open Subtitles | إحتماليّة كبيرة أنّهم فعلوا... يُفترض أنّهم اكتشفوا حطام القارب بحلول هذا الوقت. |
| Bir 6 destelikte 365 puana ulaşma olasılığı 1.65 çarpı 10'dur. | Open Subtitles | الآن، هُناك إحتماليّة 1.65 في عشر مرّات لقدرة 365 بمجموعة ورق اللعب بستّ مجموعات. |
| Hey, bekle, bekle, doğu yönünde muhtemel bir 10-70 olabilir. | Open Subtitles | مهلاً، انتظر، إنتظر، إنتظر! لدينا إحتماليّة 10-70 يتجه شرقاً |
| Orada seni hayata döndürme olasılığını yüksek olarak hesapladım. | Open Subtitles | لقد حسبتُ إحتماليّة عالية جداً لإنعاشك في الداخل. |
| Bu tozun matbaa makinesini tıkama ihtimali var. | Open Subtitles | هُناك إحتماليّة أنّ كلّ هذا الغبار قد يسدّ آلة الطباعة. |
| Burada bir subatan açılma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | بإذابة الحجر القابل للذوبان تحت السطح. هُناك إحتماليّة كبيرة من حدوث حفرة بالوعيّة هُنا. |
| Grip salgını ihtimali. | Open Subtitles | إحتماليّة تفشّي عدوى إنفلونزيّة. |
| - Kardeşin için öyle bir ihtimal var mı? | Open Subtitles | -اهناك إحتماليّة أنها أختك؟ -إننا توام متماثل |
| Yüzde 1 ihtimal bile düşmanımız olma olasılığı varsa bunu büyük bir yüzdelik olarak ele almalıyız. | Open Subtitles | %وأن كنا نعتقد ولو إحتماليّة 1 أن يكون عدونا يوم ما %فسنعتبر تلكَ النسبة 100 |
| - Kardeşin için öyle bir ihtimal var mı? | Open Subtitles | -اهناك إحتماليّة أنها أختك؟ -إننا توام متماثل |
| Bir konuşmanın ortasında cevap vermeyi bırakarak, büyük ihtimalle yırtıcıların "cezbetme" dediğini şeyi yapıyor. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لا! إحتماليّة حقيقيّة جداً أنّ بالفشل في الرد بوسط مُحادثة، فإنّها تستخدم ما يدعوه المُفترسين بالإغراء. |
| - Büyük bir ihtimalle. | Open Subtitles | إنها إحتماليّة كبيرة. |
| - Büyük bir ihtimalle. | Open Subtitles | إنها إحتماليّة كبيرة. |
| Sevgili eşini boğma olasılığı yok mu? | Open Subtitles | كما حدث عندما لم يَكن هُناك تفاعل مع إحتماليّة أن زوجتُه التي يُحبها تغرق؟ |
| Karşısına bir bulmaca daha çıkarsa mükemmellik olasılığı... | Open Subtitles | إحتماليّة الكمال. إن لاح لغزٌ آخر في الأفق... . |
| Dr. Cannerts muhtemel bir halk sağlığı problemi tespit etti. | Open Subtitles | الطبيب (كانريتس) تعرّف على إحتماليّة وجود تهديد صحيّ على العامّة. |
| Princeton' un zarar görme olasılığını söylersen şimdi çok iyi olur. | Open Subtitles | إني متيقّن أنّ إحتماليّة سلامة "برنستون" من الهجوم عالية |