| Lütfen. Sorun yok. Seni korkutmak istememiştim. | Open Subtitles | من فضلك، انة بخير، أنا لَمْ أَقْصدْ إخافتك. |
| Kimse buna gerçekten inanmazdı. Sadece seni korkutmak isterdik. | Open Subtitles | لا بأس، لا أحد كان يصدق ذلك، كنا نحاول إخافتك وحسب |
| Sadece arabama gidiyordum. Seni korkutmak istemezdim. | Open Subtitles | كنت فاقط ذاهبا إلى سيارتى لم أقصد إخافتك |
| Seni korkutmak istemem, Marge ama burada mahsur kalmış olabilirim. | Open Subtitles | ..لاأريد إخافتك يامارج لكن يبدو أن محاصر هنا |
| Affedersin. Ben, şey seni korkutmaya veya takip etmeye falan çalışmıyordum. | Open Subtitles | آسفة، لم أكُن أحاول إخافتك أو ترصّدكَ، أو ما غير ذلك |
| Seni kızdırmak veya korkutmak istemedim. | Open Subtitles | أنا لا أقصد إهانة أو إخافتك. لكن ليس هنا. |
| Sizi korkutmak istemedim. | Open Subtitles | لَمْ أَقْصدْ إخافتك. الباب الأمامي كَانَ مفتوحَ. |
| Bak, Miranda, seni korkutmak istemem fakat ortalıkta ikinci bir katil varsa ümitsizce izini yok etmek isteyecektir şu anda. | Open Subtitles | حسنا ميرندا أنا لا أريد إخافتك و لكن إذا كان هناك قاتل آخر بالفعل سوف يحاول تعقب أثرك. |
| Ekselansları, amcanız sizi korkutmak istemedi... fakat gizli polis olası bir ayaklanmaya karşı bizi bilgilendirdi. | Open Subtitles | يا مولي, عمك لم يريد إخافتك, لكن الشرطة السرية أعطتنا معلومات عن محاولة أغتيال. |
| Bak ben ah, bugün seni korkutmak istemedim. | Open Subtitles | أسمع، لم أقصد إخافتك من قبل أتمنى ألا أكون |
| Sadece, büyük babamın aleyhine tanıklık etmen için, seni korkutmak istediler. | Open Subtitles | إنّهم يريدون إخافتك وحسب حتى تشهد ضد جدّي |
| Seni korkutmak istemiyorum, ama tehlikeyi bilmen gerek. | Open Subtitles | لا أريد إخافتك,ولكن أنت بحاجة لمعرفة المخاطر |
| hayır konusmak yok boylece herhangıbır yalanda yok sımdı sızı oldurecek degılım tum bu urkutucu konusma sadece sızı korkutmak ıcındı ama sızı uyarıyorum neden paul bu adada bılıyormusunuz | Open Subtitles | لا تتكلم، أعرف ما ستقوله ليس هناك فرصة للكذب أنا لن آذيك كل ما سبق كان لإرهاقك و إخافتك |
| korkutmak istemezdim. Ama arka jantınız gevşemiş. | Open Subtitles | أنا لم أقصد إخافتك لكن عجلتك الخلفية غير مربوطة باحكام |
| Seni korkutmak istemedim Cadi. Yalanım varsa öleyim. | Open Subtitles | لم أقصد إخافتك كادي لقد تماديت وأتمنى الموت |
| Affedersin, doktor. Seni korkutmak istememiştim. Antrenman yapıyorduk. | Open Subtitles | آسف دكتورة, لم أقصد إخافتك كنا نتصارع, كانت لدي ضربة موفقة |
| Üzgünüm, Bayan Cartier. Sizi korkutmak istemedim. | Open Subtitles | آسف جداً، ياآنسة كارتييه أنا لَمْ أَقْصد إخافتك |
| Seni korkutmak istemem, ama son zamanlarda etrafımda garip şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا أريد إخافتك ولكن حياتي أصبحت غريبة نوعاً ما |
| Normal ebatlı biri gözünü korkutmaya çalışsaydı, onu pencereden tekmelemekle tehdit ederdin. | Open Subtitles | أرئيت ؟ إذا كان شخص بحجم عادي حاول إخافتك |
| Bak, artık seni korkutmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لعلّك محقّ والآن، اسمع، لن أحاول إخافتك بعد الآن |
| Üzgünüm, sizi ürkütmek istemedim. İyi misiniz? | Open Subtitles | أنا آسف يا سيد كوسبي لم أقصد إخافتك |
| Seni biraz korkutup, konuşman için yüreklendirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط أحاول إخافتك قليلاً وأشجعك على التحدث |