| Olay yerinde temizleme yaptık ama onu hemen oradan çıkarmak zorundaydık. | Open Subtitles | قمنا بتطهير أولي في الموقع، لكن كان علينا إخراجه من هناك. |
| Tek düşünebildiğim onu oradan çıkarmak ve Nancy'den uzak tutmaktı. | Open Subtitles | كل ما كنت أفكر به، هو إخراجه من هناك بعيدًا عن "نانسي". |
| Onu oradan çıkarmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك إخراجه من هناك. |
| İhtiyacı olmayacak. Sen sadece onu birkaç saatliğine oradan çıkarmaya çalış olur mu? | Open Subtitles | فقط حاول إخراجه من هناك لبضع ساعات، اتفقنا؟ |
| Sen sadece onu birkaç saatliğine oradan çıkarmaya çalış. | Open Subtitles | فقط حاول إخراجه من هناك لبضع ساعات. |
| Onu oradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى إخراجه من هناك |
| Onu derhâl oradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | علينا إخراجه من هناك |
| - Onu çıkarmalıyız. | Open Subtitles | -علينا إخراجه من هناك. |