| Hatta, yumuşak gücü kullanmayı öğrenebilirseniz, "havuç" ve "sopa"larınızdan tasarruf edersiniz. | TED | بحق، إن كان بامكانكم معرفة كيف لكم أن تستخدموا القوة الناعمة أكثر، ستتمكنون من إدخار الكثير من العصيّ والجزرات. |
| Teşkilattaki arkadaşlardan bir hediye: 50 dolar tasarruf bonosu. | Open Subtitles | هذا بعض الشيء من الأولاد في الوكالة,خمسون دولارا سند إدخار |
| Ne zaman ihtiyacın olduğunu bilemezsin. İnan bana. Bu senin tasarruf hesabın. | Open Subtitles | لا تعرفين متى ستحتاجينهم ثقي بي ، إنه حساب إدخار |
| Bak, çok erken olduğunu biliyorum, ama hem kiradan bolca tasarruf edecek hem de her gün beni görebileceksin. | Open Subtitles | انظري، أعلم أنه مبكر جداً، لاكنك ستتمكنين من إدخار قيمة الإيجار كما أنك ستتمكنين من رؤيتي كل يوم |
| Bankada hiç parası yok. | Open Subtitles | ليس لديه إدخار. |
| Büyük ödül 200 dolarlık üniversite tasarruf bonosu. | Open Subtitles | إعتقدتُ الجائزة الكبرى كانت 200 دولار سند إدخار كليّة |
| Hepimiz önce gelen her denize kaybolur tasarruf sağlar. | Open Subtitles | عليا إدخار ما نستطيع قبل أن نفقد كل شيء في البحر |
| En alta vardığınızda istenmeyen gerçeklikle karşı karşıyasınızdır emeklilik için tasarruf yapmazsanız hiç eviniz bile olmayabilir. | TED | وإن استمريت بالهبوط سوف تواجه الواقع المؤسف إذا كان لا يمكنك توفير و إدخار أي شيء للتقاعد، فلن تكون قادراً على الحصول أي نوع من الشقق |
| "tasarruf bonoları almalıyız." | Open Subtitles | "لا ما علينا فعله هو إدخار ذاك المال في سندات الخزينة" |
| Bu sorun çözüldü. Ben ayrılmadan önce 27 trilyon dolar tasarruf etmeyi başardık. Bunu rezervlerimize ekledik-- Ben 2003 yılında geldiğim zaman, rezervlerimizde 7 trilyon dolarımız vardı. | TED | تم تذليل ذلك . كنا قادرين على إدخار ، تماماً قبل أن أغادر ، 27 مليار دولار. في حين -- وهذه ذهبت الى احتياطياتنا -- عندما جئت عام 2003 ، كان لدينا سبعة مليارات دولار في الاحتياطي. |
| Tutumlu tasarruf hesabı açtırdım. | Open Subtitles | اشتركت في بند إدخار جيّد |
| Bütün tasarruf parasıydı. | Open Subtitles | ..إنه إدخار كامل حياته |
| Bütün tasarruf parasıydı. | Open Subtitles | ..إنه إدخار كامل حياته |
| tasarruf tahvili. | Open Subtitles | كما في سندات إدخار. |
| Sağlık tasarruf hesabın var mı? | Open Subtitles | هل لديك حساب إدخار صحي؟ |
| Bankada hiç parası yok. | Open Subtitles | ليس لديه إدخار. |