| Hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. | Open Subtitles | سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه |
| Tıpkı senin geçen yılbaşında aldığım kazağı Eddie çiğneyince üzüldüğün gibi. | Open Subtitles | خائب الأمل مِثْلك عندما عَلكَ إدي ذلك البلوزِ أعطيتُك لعيد الميلادِ. |
| Fazla uzun süre korkamayız çünkü Eddie Barzoon evine döndü. | Open Subtitles | لن نخاف ثانية لأن إدي بارزون قد عاد إلى بيته |
| 1950'lerde Eddie Fisher Elizabeth Taylor için yaptırmış bu evi. | Open Subtitles | بنى إدي فيشر هذا المنزل لإليزابيث تايلور في ' خمسينات. |
| 12 yıl önce, Eddie' nin başa çıkamayacağı kadar müşterisi varmış. | Open Subtitles | منذ 12 عاماً كان لدى إدي زبائن أكثر مما يمكنه تحملهم |
| Eddie, sehirde doktorlar, klima ve günde üç ögün yemek seni bekliyor. | Open Subtitles | هيا يا ـ إدي ـ. هناك أطباء وتكييف وثلاثة وجبات في السجن |
| Oo, diyor ki sadece Eddie'ye mesaj göndermiş çünkü çok kızgınmış. | Open Subtitles | أوه، ويقول انه فقط أرسلت إدي رسالة نصية لأنه كان غاضبا. |
| Eddie aracı her nereye götürdüyse, birisi onu öldürmeye çalışmış. | Open Subtitles | أينما قاد إدي أن سيارة أجرة، حاول شخص ما لقتله. |
| Bu iş hakkındaki tavrın yanlış, Eddie. | Open Subtitles | عِنْدَكَ الموقفُ الخاطئُ حول هذا الشغلِ، إدي. |
| Eddie Kaspbrak çok endişelendim. | Open Subtitles | إدي كاسبراك أنا كنت قُلِقتُ بمرض. إستدعيتُ الشرطة تقريباً |
| Neredeyse polisi arıyordum. - Eddie bizimleydi. - Gidin buradan. | Open Subtitles | إدي كَانَ مَعنا،سّيدة كاسبراك امشوا إذهبْوا إلى البيت |
| Selam Eddie. Vur haydi. Berbat bir gündü zaten. | Open Subtitles | هيا إدي امضي قدما و اطلق النار لقد كان يوما فاسدا |
| Yapabildiklerini görürlerse Eddie'yi salıverirler. | Open Subtitles | إذا أنها يمكن أن نرى ما يمكن القيام به، ثم ربما أنها سوف تسمح إدي ذهاب. |
| Adı Eddie Lomax. Little Rock'da özel dedektif. | Open Subtitles | اسمه إدي لوماكس انه محقق خاص في ليتل روك |
| Eddie'nin Ray'le bağlantısını bulacaklar. | Open Subtitles | إسمع .. سيبحثون فى العلاقة بين إدي مع راي وساعتها |
| Eddie'nin eşyaları arasında, telsiz kayıt cihazı falan var mı? | Open Subtitles | في حاجيات إدي هل هناك أى نوع من أجهزة تسجيل لاسلكي؟ نعم فعلا .. |
| Rochester'daki kuzen Tommy . Ofisteki Eddie Meyers. | Open Subtitles | إبن العم تومي في روتشيستر إدي مايرز ، من المكتب |
| - Oh, teşekkürler Eddie. - Erken basımı aldım, yeni baskı! | Open Subtitles | ــ شكراً يا إدي ــ لدي الطبعة المبكرة، لنرى ما كتبه الصحافيون |
| - Üzgünüm Eddie. - Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ــ أنا آسف يا إدي ــ كل الأمور ستكون على ما يرام |
| Eddie bu şehirde insanları yargılamaya çalışmayan tek insan. | Open Subtitles | إدي هو الرجل الوحيد بالبلدة الذي لا يحكم على الناس |
| Kilisenin orgcusu tatildeymiş ve Edie Britt piyanist olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | عازف الأرغن في كنيستنا في أجازه ..وأخبرني "إدي بريت" أنكِ كنت عازفه بيانو محترفة |
| Sadece üstten bir göz gezdirdim. - Biz gerçektende EDİ çağındayız. | Open Subtitles | بالكاد قرأت عن السطح, نحن حقاً في حقبة ـ إدي ـ |
| Eddy amcanın tabutunun büyüklüğü dikkatinizi çekti mi hiç? | Open Subtitles | هل لاحظ احدكم حجم تابوت عمِّ إدي ؟ |