| O zaman bu en başarısız baştan çıkarma olarak tarihe geçmeli. | Open Subtitles | حسناً, إذاً هذا يجب أن يسجّل كأكثر إغراء فشلاً في التاريخ. |
| - Öyle diyorlar. - O zaman yapacaklar, değil mi? | Open Subtitles | ـ هذا ما يقولونه ـ إذاً هذا ما سيفعلونه، صحيح؟ |
| Demek bu senin iki yıldaki ikinci evliliğin. | Open Subtitles | إذاً هذا هو زواجك الثاني خلال سنتين ؟ |
| Demek bu yüzden haçın üstünde kan damlacıkları vardı. | Open Subtitles | إذاً هذا سبب تناثر بعض الدم عليه |
| Yani yaptığınız şey bu mu, sokakları temizlemek? | Open Subtitles | إذاً هذا هو ما كنت تقوم به تنظيف الشوارع؟ |
| Yani şu küçük gösteri sadece kültür çatışması mıydı? | Open Subtitles | إذاً هذا العرض الصغير مجرد إشتباك ثقافي ؟ |
| Öyleyse bu, köpekbalığıyla yılanbalığı arası bir şeye ait öyle mi? | Open Subtitles | إذاً هذا مصدره من صلب بين قرش وأنقليس أمر كهذا؟ كلا. |
| yani bu, kasten o arabanin önüne atladigin anlamina gelmiyor. | Open Subtitles | إذاً هذا لا يعني أنك تعمدّتي السعي إلى تلك السيارة |
| - ama sonra hayaletler dönüştü, ve - - Yani değildi rüya l olduğunu. | Open Subtitles | .. و لكن بعدها تحولنا إلى أشباح ، و إذاً هذا لم يكن حلم |
| Güzel, O zaman bunların tümü sadece koca bir zaman kaybı. | Open Subtitles | جيد ، إذاً هذا كله مضيعة ضخمة للوقت بشكل لا يصدّق. |
| O zaman bu adam ya çizgi romanlarda saklanıyor ya da öyle bir yerden geliyor. | Open Subtitles | إذاً هذا الرجل قد يكون مختبئ في القصص الكوميدية أو خارج منهم بطريقة ما |
| O zaman bu üç yıl öncesinin intikamı mı? | Open Subtitles | إذاً هذا هو الانتقام الذي كنت تسعى إليه منذ ثلاث سنوات |
| Demek bu Yedi Ninja Kılıç Ustası'nın kılıçlarından biri, ha? | Open Subtitles | إذاً هذا أحد سيوف نينجا السيوف السبعة؟ |
| Demek bu Amerika'ya uçmaktan daha iyi. | Open Subtitles | إذاً هذا أفضل من الطيران لأمريكا؟ |
| Demek bu sensin. Burası da yatak odan. | Open Subtitles | إذاً , هذا أنتي وهذي هي غرفتكِ الخاصة |
| bu mu yani? Geri dönmenin tek sebebi ödül mü yani? | Open Subtitles | إذاً هذا كل شيء ، فقط من أجل الجائزة ؟ |
| Yani herşey bu mu? Sadece para için mi? | Open Subtitles | إذاً هذا هو الهدف الرئيسي، المال؟ |
| Oh, vay, Yani şu pis yapışkan şey... | Open Subtitles | إذاً هذا السائل المقرف هو ؟ دهن |
| Bu konuyu hiç düşünmemiştim efendim. Düşünmenin vakti geldi Öyleyse. | Open Subtitles | ـ في الواقع لم أفكـر مُطلقاً في هذه المسألة ، سيدي ـ إذاً هذا هو الوقتُ لتفعل |
| Hee yani bu konuşma bunun içindi. Egonun tatminini istiyorsun. | Open Subtitles | إذاً هذا ما هو الأمر بشانه تريد أن ألمس غرورك |
| Yani karına evlenme teklif ettiğin zaman bu şekilde mi sormuştun? | Open Subtitles | إذاً هذا ماستقوله عندما ستسأل زوجتك الزواج بك؟ |
| - yani bu tek yönlü olabilir, öyle mi? - Anlamadım, efendim. | Open Subtitles | إذاً هذا يمكن أن يكون فى إتجاة واحد فقط - أنا لا أعرف سيدى - |
| İşte bu, soracağım ilk sorunun görüntüsü. | TED | إذاً هذا هو المكان لطرح السؤال الأول عليكم. |