Filozof Taşını Yapabilirsen seni koruyacağız. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع صناعة حجر الفلاسفه, إذا فسوف نقوم بحمايتك |
Tamam dediğini Yapabilirsen, bunu yeniden değerlendireceğiz. | Open Subtitles | حسنا إذا كنت تستطيع أن تفعل ذلك، سنقوم إعادة تقييم. |
O zaman bunu Yapabilirsen, beni dışarı çıkarabilirsen bunu neden kendin yapmıyorsun? | Open Subtitles | بلى. حتى إذا كنت تستطيع أن تفعل ذلك، إذا كان يمكنك الحصول لي، لماذا لا تفعل ذلك بنفسك؟ |
Um, eğer mümkünse bana yardım edip edemeyeceğinizi merak etmiştim. | Open Subtitles | مرحبا.. كنت أتسائل إذا كنت تستطيع مساعدتى |
Ama gitmeden önce bir konuda bana yardım edip edemeyeceğinizi sormak istiyorum. | Open Subtitles | لكن قبل أن تغادر كنت أتساءل إذا كنت تستطيع مساعدتي في شيئ ما |
Herşeyden iyisi Pablo'ya yardım edebilirseniz | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع مساعدة بابلو كل ما هو أفضل00 |
Ve gerçekten, eğer bunu yapabilirseniz göreceğiniz şunun gibi bir şey olacaktır. | TED | و في الواقع، إذا كنت تستطيع عمل ذلك ما ستراه هو شيء كهذا |
Eğer bir şey Yapabilirsen lütfen, Bayan Holm? | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع أن تفعل الشيء الخاص بك، من فضلك، السيدة هولم؟ |
Yapabilirsen öldür. Aşık çocuk. | Open Subtitles | أقتلها إذا كنت تستطيع أيها العاشق |
Bir de Yapabilirsen biraz daha uzun tut. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع, وتمتدها قليلا '. |
Hedef fiyat 3 $, Yapabilirsen, işi sen alırsın, yoksa bu iş olmaz." diyor. | Open Subtitles | السعر المستهدف هو 3 $، إذا كنت تستطيع ان تفعل ذلك ل$ 3، يمكنك الحصول على العمل، وإلا فإنك لا تحصل عليه ". |
Yapabilirsen sabit tutmamız lazım. | Open Subtitles | علينا أن يعقد له ذلك، إذا كنت تستطيع. |
Yapabilirsen. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع. |
Yapabilirsen. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع. |
Bay Johnson, sizi soyan adamı teşhis edebilirseniz, hemen bir savcı getirmeye hakkınız olur. | Open Subtitles | إذا كنت تستطيع التعرف الشخص الذي سرقك سيد جونسون من حقك أن تقدمه للعدالة مباشرةً |
Kuşkuculuğumun aksini ispat edebilirseniz, çok ama çok etkilenirim. | Open Subtitles | حسنًا, إذا كنت تستطيع دحض شكوكي سوف أكون ممتنًا جدًا لك |
Ama eğer herhangi bir zamanda yapabilirseniz, bu aynı zamanda yarın da yapabilirsiniz demek. Eğer yarın yapabilirseniz eeh, asla zaman ayıramayabilirsiniz. (Gülüşmeler) Böylelikle biz teslim günü denen icadı geri getirdik. (Gülüşmeler) Videoları hafta boyunca istediğiniz bir zaman izleyebiliyordunuz, ama haftanın sonunda ödevi yapmış olmanız gerekiyordu. | TED | ولكن إذا كنت تستطيع فعل ذلك في أي وقت فهذا يعني انك تستطيعه غداً وإذا كنت تستطيعه غداً حسناً ، يمكنك ألا تأتي ناحيته أبداً . (ضحك) لذلك فقد استرجعنا ابتكار ان يكون لدينا تواريخ محددة . (ضحك) يمكنك مشاهدة الفيديوهات في أي وقت تريد أثناء الأسبوع ولكن في نهاية الأسبوع يجب عليك عمل الواجب المنزلي |