| Madam sabah giyinme töreninde odanıza sadece saray mensupları girebilir. | Open Subtitles | سيدتي في الصباح مراسيم إرتداء الملابس هي من حقوق أعضاء البلاط العالي |
| Kongre seçimlerine girecekmiş gibi giyinme. | Open Subtitles | توقفي عن إرتداء الملابس كأنك تسعين لمجلس الشيوخ. |
| giyinme zilini çalma zamanı gelmedi mi Bay Carson? | Open Subtitles | ألم يحن الوقت لجرس إرتداء الملابس سيد "كارسون"؟ |
| Evet, arada bir giyinmek iyi geliyor. | Open Subtitles | نعم، من اللطيف إرتداء الملابس الأنيقة كل فترة و أخرى |
| Akşam duası için giyinmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت إرتداء الملابس للكنيسة |
| Kılık değiştirmeyi veya söyleyeceğim diğer her şeyi haklı çıkarıyor! | Open Subtitles | إنها تبرر إرتداء الملابس وببرر أي شئ أقوله |
| giyinme zamanı. | Open Subtitles | وقت إرتداء الملابس. |
| Yemek için giyinme zamanı. | Open Subtitles | وقت إرتداء الملابس للعشاء |
| Ama giyinmek de eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | لكن إرتداء الملابس سيكون ممتعا أيضا |
| Matrix'teki gibi giyinmek gibi bir fetişin mi var yoksa? | Open Subtitles | انتَ لاتملك هذه الأشياء بخفية هل تحب إرتداء الملابس كأنكَ في "المصفوفة"؟ |
| Doğacılar kıyafet giyinmenin isteğe bağlı olduğu bir yaşam tarzına inanırlar. | Open Subtitles | الـ(العُري) يعتقدون بـ.. بالحُريّة إرتداء الملابس هو نوع من انواع الموضة |
| Kılık değiştirmeyi veya söyleyeceğim diğer her şeyi haklı çıkarıyor! | Open Subtitles | إنها تبرر إرتداء الملابس وببرر أي شئ أقوله |