Seninkine keski alacağını söylüyordun. | Open Subtitles | لقد قلتي انه يجب أن تحصلي على إزميل لك. الإزميل: هي أداة يستعملها النجار في العمل على التفاصيل في الخشب |
Aletler iyi olur. Sivri bir tornavida, bir çekiç ve bir keski. | Open Subtitles | المعدات مفيدة، مفّك حاد، مطرقة، إزميل |
Herif camdan içeri girmiş, bir keski kullanarak pencereyi kanırtmış, oradaki iz de onun izi. | Open Subtitles | مَع a إزميل - ذلك الذي تلك العلامةِ، هناك. الوكيل مور، بكُلّ الإحترام المُسْتَحق، |
Lateks eldivenler, 60 santimlik tamik testeresi kafatası keskisi, endüstriyel et satırı üç düzine dayanıklı çöp torbası, on banyo havlusu on metre streç film ve iki sade kahve. | Open Subtitles | حسناً سأحتاج لقفازات لاتيكس، منشار، إزميل للجمجمة، ساطور الجزار، ٣ دزينات من أكياس القمامة، بعض المناشف الكبيرة، |
Bu, babamın keskisi. | Open Subtitles | ذلك إزميل والدي |
keski olabilir. | Open Subtitles | إزميل مطابق القانون |