bir hafta içinde, yavru sadece bu salgıdan beslenerek 10 kat büyür. | Open Subtitles | وبشكل لا يصدق .. فى إسبوع واحد الصغار يزداد وزنهم عشرة مرات |
bir hafta daha okula gideceğim, sonrasında yaz tatili başlıyor. | Open Subtitles | تبقى إسبوع واحد على نهاية الدراسة ثم تبدأ العطلة الصيفية |
bir hafta veriyorum. Kararımı daha sonra vereceğim. | Open Subtitles | سوف اعطيك إسبوع واحد وبعدها سوف احكم في ذلك الوقت |
bir hafta içerisinde, buradan gideceksiniz ve geri döndüğümde, bu davranışlarını görmek istemiyorum. | Open Subtitles | في إسبوع واحد تخرج من هنا وأنا أتوقّع بعض التغييرات في سلوكك عندما تصل إلى البيت |
- Bir haftan var. | Open Subtitles | ! أمامك إسبوع واحد |
Bir haftada hayranlarından 17000 tane mektup alıyordu. | Open Subtitles | في إسبوع واحد إستلمت 17 ألف رسالة من معجبيها. |
Sessizlik lütfen. Cezası bir hafta sonra verilecektir. | Open Subtitles | هدوء رجاء، الحكم سيكون بعد إسبوع واحد من الآن |
Bak, bir hafta benden ayrılıyorsun, sonraki hafta cazibeli prens oluyorsun? | Open Subtitles | النظرة، إسبوع واحد تَتحطّمُ مَعي، والإسبوع التالي أنت هَلْ الأمير Charming؟ |
Hızlandırılmış fotoğrafçılık, sadece bir hafta içinde iki santigrat derece değişimin deniz yosunlarını nasıl defettiğini gösterdi. | Open Subtitles | وقت التصوير الفوتوغرافي يمكن أن يعرض لنا كيف وفقط إسبوع واحد الذي غيّر الدرجة المئوية يقود الطحلب خارجاً |
Kitap bir haftaya çıkıyor. bir hafta! Aman Tanrım! | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ الوقتِ الكتاب لن يصدر قبل إسبوع إسبوع واحد |
Hey! Hey! bir hafta! | Open Subtitles | هاي هاي فقط إسبوع واحد هو فقط أعطانا إسبوع واحد |
İnsan kalıntıları söz konusu olduğunda yüzeydeki bir hafta sığ bir mezarda 8 haftaya eşittir. | Open Subtitles | إسبوع واحد على السطح يعادل ثمانية أسابيع تقريباً في قبر ضحل |
Adamlarımın batan gemiden her şeyi çıkarıp getirmesi bir hafta sürdü. | Open Subtitles | أخذ من رجالي، إسبوع واحد . لأخذ كلّ شيء من السفينة الغارقة |
Sadece bir hafta kaldı. Olumlu düşünmeye çalış. | Open Subtitles | تبقى فقط إسبوع واحد توقفي عن الأفكار الجيدة |
Onlara para bulmam için bir hafta verin. bir hafta. | Open Subtitles | أعطيني إسبوع واحد للحصول على مالهم |
bir hafta sonra, iki öğrenciyi de ölü buldular. | Open Subtitles | إسبوع واحد لاحقاً، وَجدوا كلتا أجسام الطلابِ - ميتة. |
Bak şu işe,bir hafta içinde iki defa. | Open Subtitles | يا لي من محظوظ, مرتين في إسبوع واحد |
bir hafta sonra dolu bir salonun karşısında olacaksınız. | Open Subtitles | إسبوع واحد مِنْ اليوم، أنت سَتَكُونُ طَلّ على a حَزمَ بيتاً. |
kalp krizi geçirdikten bir hafta sonra bu saatte dışarıda takılarak ne yapmaya çalıştığınızı bilmiyorum ama babam olsaydınız, yatakta dinleniyor olurdunuz. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة إلى أين ستعود لتتسكّع خارج في هذه الساعة إسبوع واحد بعد إمتلاك نوبة قلبية لكن لو كنت أبّي سيكون لدي بيت بسرير لك |
4 yıl, 11 ay, bir hafta olmuş. | Open Subtitles | هي أربع سَنَواتِ، 11 شهر، إسبوع واحد. |
- Bir haftan var. | Open Subtitles | -لديك إسبوع واحد |
Bu öyle bir parça ki, Bir haftada tam 29 sıra birden yükseldi! | Open Subtitles | عدد الذي لوحده قفز 29,أماكن في إسبوع واحد |
Kış başlamadan oraya gitmek için sadece bir haftam kaldı. | Open Subtitles | الآن لدى إسبوع واحد للرجوع هناك قبل ضربات الشتاء. |