| temyiz işlemi dava sürecinden çok daha çağdışı bir süreçtir. | Open Subtitles | إن إستئناف الدعوى يبدو اكثر صعوبة من القضية التى ستستأنف |
| Ya Truby'nin saygınlığından kuşku duyulmaya başlanınca temyiz için sıraya girecek onca serseri? | Open Subtitles | المجرمون سوف يصرخون لأجل إستئناف لأن المصداقية مشكوك بها |
| Davamız ofisinizin temyizi ile kendini tükenmiş hissetmesini sağlayabilir. | Open Subtitles | قضيتنا يمكن إجراءها بأن نجعلها تشعر بإستنفاد إستئناف الولاية. |
| -Brant temyizi var! -Rahatla, Edwin. Hallederiz. | Open Subtitles | لدي إستئناف براند- إسترح يا إدوين, نحن سنتعامل معه- |
| Mahkeme, idam cezasına çarptırdı ve o da Temyize baş vurdu. | Open Subtitles | كان قد حُكم عليه بالإعدام في المحكمة وتقدم بطلب إستئناف. |
| Temyize başvurmak için biraz geç kaldım. | Open Subtitles | الوقت متأخر قليلاً على رفع ملف إستئناف |
| Muhtemelen ceza indirimi olmayacak. Savcılığın elindeki kanıtlar sağlam. | Open Subtitles | لن يكون هناك إستئناف على الارجح الدوله تبدو وائقه |
| Bu sana temyiz hakkı doğurmayacak. | Open Subtitles | سمعت القاضي تعرف أن ذلك ليس أساساً لأي إستئناف |
| Hakimler sizin tarafınızdan seçiliyor kararları, yine hakimleri sizin tarafınızdan seçilmiş bir temyiz mahkemesi tarafından sorgulanıyor. | Open Subtitles | الذين تم إختيارهم بواسطتكِ ,مسؤولين فقط عن محكمة إستئناف خاصّة القضاة الذين تم إختيارهم أيضاً بواسطتكِ |
| Ne bir izin, ne bir tutuklama ne bir suçlama, ne bir yargıç, ne bir jüri, ne de bir temyiz vardı. | Open Subtitles | لا وجود لمذكرة أو إعتقال لا محكمة ولا قاضي لا محلفين ولا إستئناف |
| temyiz başvurusu yapmayı planlıyormuş bu da ona davayla ilgili her şeye erişim hakkı vermiş. | Open Subtitles | خطط لطلب إستئناف لذا أعطاه ذلك إمكانية الوصول لكلّ شيء له أيّ صلة بالقضية. |
| Kilise şimdiden temyiz için başvurdu, fakat bu gibi duruşmalarda mahkeme kararı... genellikle bizi destekleyici yönde oluyor. | Open Subtitles | تقدمت الكنيسة بالفعل بطلب إستئناف. ولكن حكم المحكمة أرجى هذه المسائل. |
| ve trajiktir. Masum bir insanın cinayeti ile başlar ve katilin suçunun kanıtlanıp ölümüne karar verildiği bir mahkeme ile devam eder ve bu ölüm cezasın eninde sonunda eyalet temyiz mahkemesi tarafından da onaylanır. | TED | وهو مأساوي يبدأ بقتل إنسان بريء ثم تتبعه محاكمة حيث يدان القاتل و يبعث الى صف القتل و عقوبة الإعدام مطلقًا تعقدها محكمة إستئناف الدولة |
| Brant temyizi vardı. | Open Subtitles | ياإلهي لدي إستئناف براند |
| Sana, "ölüm hücresi temyizi" dedim. | Open Subtitles | قلت إستئناف قضية إعدام |
| Karar hükmünü koruyup Bay Sergeyev'in temyizi reddedilmiştir. | Open Subtitles | ذلك الحكم تم تأييده و تم رفض إستئناف السيد (سيريجيف) |
| - temyiz... Peter'ın temyizi. | Open Subtitles | إستئناف بيتر |
| Evet, sizin Temyize gerekli kriterlere sahip olup olmadığınızı belirlemek için Masumlar Projesi ile çalışıyoruz. | Open Subtitles | "اجل , لقد عملنا معاً على "مشروع البراءة لتحديد ما إذا كانت لديك الشروط لتقديم إستئناف |
| Temyize giderler mi? | Open Subtitles | هل سيتم إستئناف القضية؟ |
| Belki Saynay Temyize giderse yeniden lazim olur diye düsünmüstür. | Open Subtitles | ربّما إعتقد أنّه سيحتاج إليه من جديد لو خرج (سايناي) في إستئناف دعوى. |
| Mesela ceza indirimi olursa. | Open Subtitles | أقصد اذا يوجد إستئناف |
| Ceza indirimi mi? | Open Subtitles | إستئناف لماذا؟ |