| Bu kız belki de yıllardır öpülmemişdir. Buna bir ara vermiş olduk. | Open Subtitles | هذه الفتاة ربما لم تحصل على قبلة لعدة سنوات إذن لنعطها إستراحة |
| Bence bu işe biraz ara vermeniz son derece harika. | Open Subtitles | حسناً، شخصياً، أعتقد أنه من الرائع أن تعطي نفسكِ إستراحة. |
| Gündüz vardiyasında çalışmaya ara verirsen iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيكون جيداً لك أخذ إستراحة من مناوبة النهار |
| Pekâlâ, yarım saat mola verelim ve en baştan tekrar ederiz. | Open Subtitles | حسناً، فل نأخد إستراحة نصف ساعة، وبعد ذلك سنبدا من الأول. |
| Beni rahat bırakın. Bugünlerde herkes böyle. | Open Subtitles | أعطني إستراحة كل شخص يعاني منها في الوقت الحاضر |
| Belki de radyo geldiğinde, etrafına toplanıp bir çay molası veririz. | Open Subtitles | و عندما يصل, يمكننا جميعاً الإستماع إليه نأخذ إستراحة لشرب الشاي |
| Kısa bir ara vermeden önce başkası da bir şeyler paylaşmak istiyor mu? | Open Subtitles | إذن، هـل هـناك من يريد مشاركـنا شيئاً ما قبل أن نأخذ إستراحة ؟ |
| Una Mens'i katlettiklten sonra atletik duş seksine ara mı verdiniz? | Open Subtitles | أتأخذين إستراحة من المضاجعة في الحمام بعد ذبح رجال الأونا ؟ |
| Çapraz sorguya geçmeden önce kısa bir ara rica edebilir miyim? | Open Subtitles | هل بإمكاني بأنّ أطلب إستراحة قصيرة قبل أن نكمل ذلك ؟ |
| Özür dilerim Sayın Başkan. Bir ara vermemiz lazım sanırım. | Open Subtitles | أنا آسف سيدي الرئيس، يبدو أنه يجب أن نأخذ إستراحة |
| Eğer seni kızdırırsa, Sadece biraz ara ver. | Open Subtitles | إن كان يزعجك بأفعاله ويثير أعصابك فخذ إستراحة |
| Sizi çok sinirlendirirse, biraz ara verin. | Open Subtitles | إن كان يزعجك بأفعاله ويثير أعصابك فخذ إستراحة |
| Kalan 45'le Orokana, havaalanına geri döner ve iyi bir mola için salona gider. | TED | ب 45 كيلولتر متبقية. تعود اوروكانا إلي المطار لتأخذ إستراحة مستحقة بعد تعب. |
| Peki, sana tuvalete gitmen için 5 dakika mola veriyorum. | Open Subtitles | حسناً, سأعطيك إستراحة 5دقائق لتذهب للحمام, حسناً؟ |
| Bir zamanlar ana yolun en gözde mola yeriydi. | Open Subtitles | إعتادوا إستخدامه كأكثر إستراحة مشهوره على الطريق الرئيسى |
| Bir rahat huzur verin onlar da insan! | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحصل على عشرة دقائق راحة ! أعطنا إستراحة |
| Aslında 5 dakika gecikti. Aç kurtlar gibi yemek zorundayız aksi takdirde saat 3'e kadar banyo molası veremeyeceğiz. | Open Subtitles | أنّ الأفطار متأخر 5 دقائق ، سيكون علينا تناوله بسرعة ، بخلاف ذلك لا يوجد إستراحة للحَمام حتي الـ3 |
| Ben bir şey demedim ki Sadece yemek arası bitti dedim | Open Subtitles | لم اقل أيّ شيء فقط ان إستراحة الغداء إنتهت |
| Sıkı uyu, iyice dinlen ve maça çık. | Open Subtitles | نوما مريحا، إستراحة سهلة ثم الخروج للقتال. |
| Bahar tatili sırasında Baja sahili civarında... dört gün boyunca bir marlini çekmeye çalıştım. | Open Subtitles | القصة حقيقية. خارج ساحل بايا أثناء إستراحة ربيعية قضيت اربع ايام هناك |
| İyi bir dinlenme, daha yararlı olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن إستراحة ليلة سعيدة قد تكون أكثر فائدة |
| Tüm bunlardan uzaklaşıp bir molaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج فقط الى إستراحة قصيرة من كل هذا |
| Ama bir gün, yemek molasında onu takip ettim. | Open Subtitles | ولكن ذات يوم، تتبّعتها بفترة إستراحة الغداء. |
| * Kırmak istemiyorum kalbini * * İzin ver ben rahatlatayım içini * | Open Subtitles | * لا أريد تحطيم قلبك * * أريد أن أمنح قبلك إستراحة * |
| Öğleden sonra izin alacağım. Kimin tatile ihtiyacı var ki? | Open Subtitles | سأخذ وقت الظهيرة إستراحة من يحتاج إلى وقت راحة ؟ |
| Yemek masasına yapacağınız büyük yolculuk öncesi dinlenin. | Open Subtitles | إستراحة فوق لتلك الرحلةِ الكبيرةِ إلى منضدةِ العشاءَ. |
| Gününüzün geri kalanında bol şans, Hesterliler. | Open Subtitles | خذوا إستراحة كبيرة لبقية اليوم ياطلبة مدرسة هستر. |