| Bakın, benim için saat geç oldu. | Open Subtitles | إسمع يا سيدى , بالنسبة لى الوقت متأخر جداً |
| Bakın, efendim, yaklaşık üç yıldır esaret altındayım... artık aklımı kaçırmak üzereyim. | Open Subtitles | إسمع يا سيدى , انا فى السجن تقريباً ثلاث سنوات حتى الآن أحلم بالسعادة بعد الهروب |
| - Bu riske atmam gereken bir şans. - Bak, Tom. | Open Subtitles | ـ هذه الفرصة الوحيدة أمامي ـ إسمع يا توم |
| - Bu riske atmam gereken bir şans. - Bak, Tom. | Open Subtitles | ـ هذه الفرصة الوحيدة أمامي ـ إسمع يا توم |
| Afedersin ama Beni dinle doktor şu AIDS dalgası henüz buralara gelmedi. | Open Subtitles | عفواً إسمع يا طبيب أمر الإيدز هذا لم يصل الى هنا بعد |
| Beni dinle, dostum. Yönetmeliği hiçe saydım, sesini çıkarmayasın. | Open Subtitles | إسمع يا صديقي، أخفض صوتك، أنا خرقت التعليمات |
| - Dinle, başka bir şey hakkında seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، أحتاج إلى التحدث إليك بشأن شيء آخر. |
| Baksana Tiger Korkak*, gitsen iyi olacak, çünkü bundan hoşlanmayacaksın. | Open Subtitles | إسمع يا تايقر وودز, يجدر بك على الأرجح أن تنصرف, لأنه لن يعجبك ذلك |
| Bakın beyefendi, kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilerideki kasabada bir hastane var, oraya gidin. | Open Subtitles | إسمع يا سيدي إذا كنت تشعر أنك لست على ما يرام عليك أن تذهب إلى المستشفى في المدينة المجاورة |
| Bakın, efendim, yaklaşık üç yıldır esaret altındayım... artık aklımı kaçırmak üzereyim. | Open Subtitles | إسمع يا سيدى , انا فى السجن تقريباً ثلاث سنوات حتى الآن أحلم بالسعادة بعد الهروب |
| Tamam, Bakın bayım... | Open Subtitles | حسناً، إسمع يا سيّدي، أعترف بأنني خدشتُ سيارتها. |
| O - Bak, | Open Subtitles | ـ نعم , إسمع يا رجل |
| - Bak Noah, bunların hiçbirinin senin hatan olduğunu düşünmeni istemiyorum, tamam mı? Yetişkin olan benim, böyle olacağını... | Open Subtitles | إسمع يا(نــوح) , لا أريدك أن تظن أن هذا كان غلطك , أنا الراشدة |
| - Bak Nick, ben sana sadece bu herifle ne yapmayı planlıyorsan bir an evvel yap diyorum. | Open Subtitles | إسمع يا (نيك)، كل ما أعنيه هو... أياً كان ما تخطط لفعله بهذا الرجل أو تلك المرأة، أو أياً كان نوعه، فقط... |
| Beni dinle ufaklık, gecenin tadına varmak isteyen sendin. | Open Subtitles | إسمع يا عزيزى أنت أردت تذوق الليل؟ |
| Beni dinle abi. Sana olanları açıklayacağım. | Open Subtitles | إسمع يا سيديّ , فسأخبرك بما حدث |
| Beni dinle adamım, sadece yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إسمع يا رجل إننا فقط بحاجة لمساعدتك |
| - Dinle. Burada 1000$ kazanmak üzereyim. Git buradan. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، أنا على وشك جني 1000 دولار هنا، إرحل. |
| - Dinle, genç adam, bu kolay bir yol ya da sabit bir şekilde yapabilirsiniz. | Open Subtitles | إسمع يا أيها الشاب الصغير يمكننا أن نفعل هذا بالطريقة السهلة أو الصعبة . |
| - Bir yatakta 3 kişi... - Dinle, dostum, ben seni daha sonra arayacağım. | Open Subtitles | انه حظي بثلاثة بالسرير - أجل إسمع يا صديقي , سأتصل بك لاحقاً - |
| Baksana baba, kağıt işini hallederiz ama benim için bir şey yapmanı rica edecektim. | Open Subtitles | إسمع يا أبي، سنعمل على أمر الورق ذاك، لكن أريدك أن تقوم بشيء من أجلي. |
| Baksana Lewis, geri dönelim ve... golf oynayalım. | Open Subtitles | إسمع يا " لويس" ، لنعد للمدينة ولنلعب القولف |
| Baksana Lattimer, bence sen özünde tam bir pisliksin iğrençsin ve hiç profesyonel değilsin. | Open Subtitles | إسمع يا "لاتيمر" أعتقد انك أحمق من الطراز الأول بغيض غير مهني حتى النخاع |