| Şartlı tahliye kurulu seni nasıl geri çevirebilir ki? | Open Subtitles | حسنا، كيف يمكن للمجلس أن يرفض إطلاق سراحك بعد كل هذا العمل التي قمت به؟ |
| Şartlı tahliye müfettişini görmen lâzım. | Open Subtitles | يجب أن تخبر الضابط المسئول عن إطلاق سراحك |
| Şartlı tahliye müfettişini görmen lazım. | Open Subtitles | يجب أن تخبر الضابط المسئول عن إطلاق سراحك |
| Şartlı tahliyeni herhangi bir şekilde ihlal edersen kodese geri dönersin, anladın mı? | Open Subtitles | لاتتصلين بي, سألقيك في السجن تنتهكين شروط إطلاق سراحك بأي شكل من الأشكال ستعودين إلى السجن, هل تفهمينني؟ |
| Ama böyle devam ederse, seni serbest bırakmak zorunda. | Open Subtitles | لكن لايمكنهم تأجيلها أكثر من ذلك، لأنه سيتيعن عليهم إطلاق سراحك. |
| Hemen Serbest bırakılmanı talep edeceğim. | Open Subtitles | سألتمس فوراً أن يتم إطلاق سراحك |
| Şartlı tahliye esnasında kurallara sakın karşı geleyim deme. | Open Subtitles | تأكد من عدم خرقك لأي قانون أثناء فترة إطلاق سراحك المشروطه |
| Hayır, sana temiz idrar bulmalıyız ki... - ...Şartlı tahliye ofisine götürebilesin. | Open Subtitles | لا، علينا أن نحصل لك على بول نظيف ليكون إطلاق سراحك المشروط فعّالاً |
| İkincisi de senin Şartlı tahliye memurun. | Open Subtitles | وسيكون الاتصال الثاني إلى ضابط إطلاق سراحك المشروط |
| Topuzu olan bir Şartlı tahliye memuru diyebiliriz. | Open Subtitles | اعتبرني ضابط إطلاق سراحك المشروط، لكن مع قضيب شائك. |
| Şartlı tahliye memurun bir iş görüşmesini daha kaçırdığını söyledi. | Open Subtitles | و أخبرني ضابط إطلاق سراحك المشروط أنك لم تذهب للمقابلة للوظيفة مرة أخرى |
| Çünkü Şartlı tahliye memurunu arayıp her şeyi anlatırım. | Open Subtitles | لأني شخصيا سأتصل بالضابطة المسؤولة عن إطلاق سراحك المشروط وأخبرها كل شيء عنك. |
| Eğer polisi aramış olsak Şartlı tahliye memurun kayıtlarının neden gizli olduğunu söyler miydi? | Open Subtitles | لو تمكنا من الإتصال بالشرطة هل سيخبرنا ضابط إطلاق سراحك لما تمَّ إغلاق سجلك؟ |
| Eğer ölürsem, Şartlı tahliye memurun bunu pek de olumlu karşılamayacaktır. | Open Subtitles | لو توفيت ، ربما لن يكون أمرها سهل بالنسبة لضابط إطلاق سراحك المشروط |
| Şartlı tahliye memurunla olan toplantını kaçırdın. | Open Subtitles | لقد فوت مقابلتك مع الضابط المسئول عن إطلاق سراحك |
| Kahve molası alsan tahliyeni bozmus olur musun? | Open Subtitles | هل إستراحة لتناول القهوة ستخالف إطلاق سراحك المشروط |
| Eğer ismin cinayetle anılırsa şartlı tahliyeni iptal ederler. | Open Subtitles | إذا ظهر اسمك في جريمة قتل سيتراجعون عن إطلاق سراحك |
| - Aptal olma. Şartlı tahliyeni ihlalden hapse girersin.. | Open Subtitles | ستعود إلى السجن لإنتهاكك شروط إطلاق سراحك |
| Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası seni suçlamak ya da serbest bırakmak zorunda olmadığımı söylüyor. | Open Subtitles | ينصّ قانون إقرار الدفاع الوطني أنّي لستُ مُضطراً لإتهامك أو إطلاق سراحك. |
| Seni serbest bırakmak istiyorum, bana birazcık zaman ver. | Open Subtitles | أريد إطلاق سراحك أعطني بعض الوقت |
| Serbest bırakılmanı sağlamak zor olabilir. | Open Subtitles | قد يكون صعباً ضمان إطلاق سراحك |
| Michael,sadece senin salınman için yapılan pazarlık yeterince zordu. | Open Subtitles | كان من الصعب جداً التفاوض على إطلاق سراحك |
| Bunu sana sormamın nedeni seni serbest bırakmayı düşünmem. | Open Subtitles | أنا أسألك لأني... أفكر في إطلاق سراحك. |