| Beraberken ne kadar mutlu olduğumuzu görürse bizi onaylar diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه لو رأى كم كنا سعداء معاً، بأنه سيعطينا بركته. |
| Bara taşınsam daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه قد يكون من الأفضل إذا إنتقلتُ للحانة |
| Ama bunu görünce sizi aramanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | .... لكن عندما رأوا إعتقدتُ بأنه من الأفضل . إذا إتصلتُ بكم على الفور |
| Adamın uydurduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه يختلق الأمر كله، لذا أنا... |
| - Ben şarap mahzeni sanmıştım. | Open Subtitles | - أوه، إعتقدتُ بأنه قبو النبيذ. |
| Bunun faydalı bir yayın olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | {\pos(195,240)} إعتقدتُ بأنه يفترض بهذه المقابلة أن تكون تغطية إيجابية |
| Hastaneden yarın çıkacağını sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه غداً. |
| Bugün izinli olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ بأنه يوم إجازتكَ. |
| Eğlenceli bir şeyler olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | فقط شيء إعتقدتُ بأنه سيكون ممتعاً. |
| Donnie bugün kliniğe geldi ama düşündüm ki Holt ilgisinden yararlanabilir. | Open Subtitles | دوني" جاء إلى العيادة اليوم" لكني إعتقدتُ بأنه سيكون حاله أفضل هنا |
| Sen de Stan'i bırakınca bir an altını ıslatacağını düşündüm. | Open Subtitles | وهذا الأحمق (ستان), إعتقدتُ بأنه سيتبوّل علي نفسه |
| Mike'ı Fortsman'a yönlendirdiğim için hâlâ kızgın biliyorum düşündüm de belki bu- | Open Subtitles | أعلمُ بأنه متضايقٌ منيّ لجعلِ (مايك)يذهبُ إلى (فورستمن) لكنّ إعتقدتُ بأنه ربما لو قد... |
| Ben Yunanlı günü olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه يوم اليونان. |
| - Dostum olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه كان صديقي. |
| - Seninle sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنه برفقتكِ. |
| - Kocan var sanıyordum. | Open Subtitles | - إعتقدتُ بأنه لديك زوج- |