Sen o adamla birlikte kal ben başka bir çıkış yolu arayacağım. | Open Subtitles | الذي أريد أنت ل إقامة مع ذلك الرجل هناك بينما أنظر للمخرج الآخر. |
Helena ve Nate ile kal ve beni takip etmediklerinden emin ol. | Open Subtitles | فقط إقامة مَع هيلينا ونَيت ويَتأكّدُ هم لا يَتْلونَني. |
Derler ki, "Bir Tacik bir kadınla seks yapmak istediğinde..." | Open Subtitles | حسنا، يقولون أنه عندما يريد طادجيكي إقامة علاقة مع إمرأة |
Sana tavsiyem, yıkılmış insanlardan uzak dur. | Open Subtitles | خذ نصيحتي. ابحثي عن إقامة بعيدا عن الناس المحطّمين. |
Bu geçici kahya, ailenin Avcı evi'ne ziyareti için işe alınalı çok olmamıştı. | Open Subtitles | مدبرة المنزل المؤقتة هذه تم توظيفها مؤخراً خلال مدة إقامة العائلة في نزل الصيادين |
Bu gece parti düzenlemek için sizin yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | وأريدكم أن تساعدوني يا رفاق في إقامة حفلة لهذه الليلة |
Bira içmek için biberon çalan ev arkadaşların olmadığı için mutlu ol. | Open Subtitles | كوني ممتنة لأنه ليس عندك شريك إقامة يقوم بسرقتهم من أجل النبيذ |
Gerçekten zeytin dalı uzatmak istiyorsan benim sahipliğimde bir gece yatıya kal. | Open Subtitles | لو ترغبين حقًا في إقامة السلام تعالي لتبيتي في منزلي |
Sıradan bir cuma randevusu ve çocuklarına baba istiyorsan Sean ile kal. | Open Subtitles | تُريدُ تأريخ منتظم ليلة الجمعة و أبّ لأطفالِكَ... إقامة مَع شون. |
Cooper benimle kal. | Open Subtitles | عِنْدَنا ضابطُ أسفل. كوبير، إقامة مَعي. |
Ergenlik hormonlarım her ne kadar köpürse ve seninle seks yapmak istesem de, | Open Subtitles | على الرغم من أن هرمونات مراهقتي ثائرة و أريد إقامة علاقة جنسية معك |
Benimle ateşli ve mükemmel bir seks yapmak kararını etkileyebilir. | Open Subtitles | إقامة علاقة معي ستكون مثيرة وممتازة وقد تؤثر على حكمك |
Bu koşullar altında balo yapmak biraz katı kalplilik gibi gelebilir ama, iş hayatı öyle gerektiriyor. | Open Subtitles | قد يكون من قلة الشعور إقامة حفل راقص فى مثل هذه الظروف, ولكنى اُدير عملا هنا يا سيدى,وقد تم الترتيب لهذا بالفعل |
Ruthie, seni görebileceğim bir yerde dur. | Open Subtitles | روذي، إقامة أين أنا يُمْكِنُ أَنْ أَراك. الموافقة. |
# Yeşil kartı, yeni evi ve çok parası var. | Open Subtitles | معه إقامة في الولايات المتحدة ، ومنزل جديد والكثير من المال |
Teamülde sabık bir Prenses'e tören düzenlemek diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | ببساطة ما سبق إقامة جنازة لعضوة سابقة بالعائلة المالكة |
Anlamaya çalışmak için... ...küçük bir ev stüdyosu yapıp oranın içine giriyor. | TED | وباستخدام ما يتوفر أمامه ينشئ استديو إقامة للعمل |
Beni duyuyorsanız hareket etmeyin, olduğunuz yerde kalın ve bana durumunuzu söyleyin. | Open Subtitles | إذا أنت يمكن أن تسمعني، لا يتحرّك. فقط إقامة حيث أنت وتخبرني إذا أنت بخير. |
Bu gibi şeyleri yaptığınızda, her tür yatırımı yapmaya başlayabilirsiniz. | TED | بمجرد أن تقوم بهذه الأشياء، يمكنك بدء إقامة كل أنواع الإستثمارات. |
Avıyla arasında bir bağ kurmaya çalıştığını aklınızdan çıkarmayın. | Open Subtitles | فقط انتبهوا بأنه يميل إلي إقامة علاقة مع فريسته. |
Galaksiler arası köprüyü tamamlamak için potansiyel uzay geçitlerini tanımlamak... önceliğimiz olmalı, bütün küçük köylerin yerlileriyle temas kurmak değil. | Open Subtitles | يجب أن نحدد بوابات الفضاء لإكمال الجسر بين المجرات ذلك يجب أن يكون أولوياتنا ليس إقامة اتصالات مع السكان المحليين |
Bunu istememin sebebi çoğu zaman iletişim kurmayı hızlandırmasıdır. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذى أريد إستخدامه من أجله هو أنه يعمل على إقامة إتصال بصورة أسرع |
Bir dakika, yanlış bir şeyler var. Neden sevişmek için bana baskı yapmıyorsun? | Open Subtitles | مهلاً، هناك شيء خاطئ لم لا تضغط عليّ من أجل إقامة علاقة؟ |
Yani sırf bir basın toplantısı düzenleyip hayran kitlesi oluşturmak için mi yaptı? | Open Subtitles | إذاً ، أتعتقدين أنه فعلها من أجل إقامة مؤتمر صحفي وبناء قاعدة من المعجبين ؟ |