Şehre gidiyorsun ve şehri seviyorsun, son sözüm bu. | Open Subtitles | ستَنتقلُ إلى المدينةِ وستعجبك، وهذة هى النهايةُ. |
Tüm yapabileceğimiz mümkün olduğu kadar çabuk beni General Di'ye götürmek ve onu Şehre geri getirmek. | Open Subtitles | كُلّ نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ واردُ ي إلى الجنرالةِ دي بأسرع ما يمكن، ويُعيدُه إلى المدينةِ. |
Şehre vardığında... annenle kız kardeşinin mezarını ziyaret et. | Open Subtitles | عندما تَصِلُ إلى المدينةِ... ... عبّرْعن إحترامِكَلأختِكَوأمِّكَ. |
Bir keresinde ona beraber Kunming'e gidelim demiştim. | Open Subtitles | قلت لها مرة دعينا نَذْهبُ إلى المدينةِ سويا |
Kunming'e geldiğini duydum. | Open Subtitles | سَمعتُ بأنّها جاءت إلى المدينةِ |
Kunming'e gidince böyle olacağını nereden bilecektik? | Open Subtitles | من كان يفكر انه عندما نصل إلى المدينةِ |
O zaman Şehre gitmeyelim. | Open Subtitles | اذا دعنا لا نَنتقلَ إلى المدينةِ. |
Yaptıklarınıza her ne kadar minnettar olsam da bu davranışın sizinle Şehre gelemem. | Open Subtitles | ...بينما أنا ممتنةٌ لكل مافعلتماهُ بالطريقة التي تصرفتما بها... لكن لايمكنني أن اعودَ إلى المدينةِ معكم |
Sauda yanında olsun ya da olmasın, Şehre gidip hayatına başlamalısın. | Open Subtitles | (معَ أو بدونِ (ساودا عليكِ أن تذهبي إلى المدينةِ وتبدأي حياتكِ |
Şehre doğru giderken. | Open Subtitles | بينما أَرْكبُ إلى المدينةِ |
Şehre doğru giderken. | Open Subtitles | بينما أَرْكبُ إلى المدينةِ |
Gümüş Şehre ileri! | Open Subtitles | فصاعداً إلى المدينةِ الفضّيةِ! |
Şehre gidiyoruz. | Open Subtitles | مِنْ إلى المدينةِ. |