| Birinci gruptaki acar itfaiyecileri İkinci Bölge'ye gönderiyorum. | Open Subtitles | سوف أرسلكم الفريق 1 إلى المنطقة 2 لأحتواء الحريق |
| Ama Jor-el onu Hayalet Bölge'ye göndermeyi başardı. | Open Subtitles | لاكن جور أل إستطاع إرساله إلى المنطقة الشبحية |
| Onları, Hayalet Bölge'ye nasıl döndürürüm, bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف أرجعهم إلى المنطقة الشبحية |
| Hey, memur bey, size karşı dokunulmazlığımız var. Serbest bölgeye gidiyorduk. | Open Subtitles | أيها الضابط ، لدينا حصانة منكم نحن ذاهبون إلى المنطقة الحرّة |
| Birçok sabah, sınır bölgesine gidip gazetecileri almak zorunda kalıyorum. | TED | في الكثير من الصباحات كان علي أن أذهب إلى المنطقة الحدودية. لأحضر صحفيا واحدا. |
| Üç Gelincik aynı anda ikinci kaleye geriliyor. | Open Subtitles | الثلاث قوارض وصلوا مبكراً إلى المنطقة الثانية |
| Yeşil Bölge'ye yanımda götürdüm. | Open Subtitles | جلبت له المنزل مع لي إلى المنطقة الخضراء. |
| Bölge'ye dönüp gelişme var mı diye bakayım. | Open Subtitles | سأعود إلى المنطقة الثامنة وأرى آخر التحديثات |
| Ama söylediğim her şey doğrulandı, onlar da, onun ve aptal erkek arkadaşının Tarafsız Bölge'ye gitmesine izin verdiler. | Open Subtitles | لكن كلّ شيء قلته تمّ تأكيده لذلك سمحوا لها ولحبيبها الأحمق أن يهربا إلى المنطقة المحايدة |
| Peki, öyleyse, Tarafsız Bölge'ye mi gidiyoruz? | Open Subtitles | حسناً، إذاً ماذا، نذهب إلى المنطقة المحايدة؟ |
| Hatta filmi Tarafsız Bölge'ye götürdüğünü de biliyoruz. | Open Subtitles | حتّى أننا نعلم بأخذها له إلى المنطقة المحايدة |
| Biraz aklım olsa, şimdi Tarafsız Bölge'ye giden bir otobüste olurdum. | Open Subtitles | لو كنتُ ذكيًا، لكنتُ الآن على متن حافلة متجهه إلى المنطقة المحايدة |
| Kırmızı Bölge'ye gitmek benim fikrim bile değildi. | Open Subtitles | لم تكن حتى فكرتي أن أذهب إلى المنطقة الحمراء |
| Teyzen Maddie ve kuzeninle kalman için Yeşil Bölge'ye gitmen lazım. | Open Subtitles | سوف تذهبين إلى المنطقة الخضراء عند عمتـُـكِ مادي وأبن عمتـُـكِ |
| Bölge'ye yani bana göndermeyi reddettiler. | Open Subtitles | لأنهم رفضوا إرسالها لى إلى المنطقة 51 |
| Öyle biriydi dediğiniz adamın sırtında bir kurşun var. Bugünlerde Yeşil Bölge'ye girmek ne kadar zor biliyor musunuz? | Open Subtitles | "أتعرف كم من الصعب الدخول إلى "المنطقة" هذه الأيام؟" |
| Güç hızla azalıyor, Efendim! Şu an kırmızı bölgeye giriyor! | Open Subtitles | الطاقة تهبط بسرعة يا سيّدي، الآن ندخل إلى المنطقة الحمراء |
| Yaban domuzu, başak, geyik , hepsi bölgeye geri döndüler, radyasyonun çok ciddi ve olumsuz etkilerine büyük insan göçünün aksine karşı geldiler. | TED | الخنزير البري، الوشق، الغزال الأمريكي، لقد عاد الجميع إلى المنطقة بالقوة، أثار الأشعاع المدمرة والواضحة للغاية تبدوا ملفقة بتنامي مؤشرات الهجرة الجماعية للبشر |
| Mesele şu ki; Maymun'un dümenin başında olduğu bu durumda erteleyici, kendisini daha az zevkli ama gerçekten önemli şeylerin gerçekleştiği yer olan bu mavi bölgeye, nasıl taşıyabilir? | TED | و السؤال عندما يكون القرد خلف العجلة هو : كيف ينقل المسوِّف نفسه إلى المنطقة الزرقاء ، منطقة تحدث فيها أشياء أقل مرح و سهولة لكنها أهم بكثير .. |
| Silahlanıp grev bölgesine gidin. | Open Subtitles | هذه العصا الغليضة لديها الضوء الأخضر للمضي إلى المنطقة |
| Hayatta kalan herkesi merkezi dinlenme bölgesine götür. Kımıldayın. | Open Subtitles | أحضر جميع الناجين إلى المنطقة الرئيسية الآن، تحركوا |
| Bolin, ikinci kaleye geriliyor, peşinden de kardeşi. | Open Subtitles | ، بولين تراجع إلى المنطقة الثانية . تبعه مباشرة أخيه |