| Bu doğrudan kanıtladı ki, yunus sinyallerini anlamasak bile, yunuslar birbirlerine bilgi aktarıyor. | Open Subtitles | دون فهم ما هي إشارات الدولفين, أن الدلافين ترسل المعرفة إلى بعضهم البعض. |
| Bir yere ait olmak istiyorlar ama yalnızca birbirlerine ait olabiliyorlardı. | TED | هم يريدون الانتماء إلى مكان ما ولكنهم ينتمون إلى بعضهم البعض وحسب. |
| Adamlar birbirlerine altı kişilik gruplarla zincirlenir. | Open Subtitles | الرجال يقيدون إلى بعضهم البعض بالكاحل من قِبل مجموعة من ستة أشخاص |
| Biz inşa yöntemini seçiyoruz, çünkü insanlar birbirleriyle ve çevreyle buluşuyor. | TED | اخترنا طريقة البناء لأنها تقرّب النّاس إلى بعضهم البعض و إلى البيئة. |
| O zamandan beri birbirleriyle konuşmadılar. | Open Subtitles | ولم يتحدثو إلى بعضهم البعض منذ ذلك الحين |
| Birkaç ay önce birbirleri ile karşılaşmışlar. | Open Subtitles | رجعوا إلى بعضهم البعض منـُـذ أشهر قليلة وحالياً هـُـم منسجمين |
| İnsanların, birbirlerine eşit gözle bakabilmesini mümkün kılan bir yer. | Open Subtitles | مكان حيث ينظر الناس إلى بعضهم البعض بمساواة |
| birbirlerine olan bağlılıklarının, Ulaştığı hassas, narin ve derin... | Open Subtitles | الجنس كَمْ بشر يَغني عِلاقاتهم ويُعيدُ تأكيد الإلتزامَ جَعلوا إلى بعضهم البعض. |
| Evlilik kutsaldır, ancak birbirlerine sevdikleri zaman. | Open Subtitles | أي زواج إيمان، حبّ يَعِدُ بأنّنا نَجْعلُ إلى بعضهم البعض |
| Ama, koç, birbirlerine bile bakmıyorlar. | Open Subtitles | لكن أيتها المدربه أنهم بالكاد ينظرون إلى بعضهم البعض |
| Berrak rüya gören insanlar birbirlerine çekiliyor. | Open Subtitles | الأشخاص الذين يخوضون الأحلام الواضحة ينجذبون إلى بعضهم البعض. |
| Nesillerdir insanların birbirine yeterince doyamadığını görüyorum, sadece ve sadece birbirlerine belli mesafede ulaşabiliyorlar, kontrol edebildikleri miktarlarda. | TED | على امتداد الأجيال، أرى أن الناس لا يستطيعون الاكتفاء من بعضهم البعض، لو، وفقط لو أمكنهم أن يصلوا إلى بعضهم البعض عن بعد، بالقدر الذي يستطيعون التحكم فيه. |
| Çocuklar birbirlerine bağırırlardı: "Seni içeri tıkacağım, seni içeri tıkacağım ve bir daha asla eve dönmeyeceksin!" | TED | ربما يصيح الأطفال إلى بعضهم البعض "سوف أحبسك، سوف أحبسك ولن تعود إلى المنزل أبدًا!" |
| birbirlerine çok yakın duruyorlar. | Open Subtitles | هم يبقون على مقربة إلى بعضهم البعض. |
| birbirlerine çok bağlıydılar. | Open Subtitles | هم كُرّسوا جداً إلى بعضهم البعض. |
| Taş ve Nibiru birbirlerine tepki veriyorlar. | Open Subtitles | تَرْدُّ الحجارةُ وNibiru إلى بعضهم البعض. |
| I iki kişi birbirlerine bakarak gördüm. | Open Subtitles | رأيت كيف شخصين ينظرون إلى بعضهم البعض. |
| Ve bazen bir yıl birbirleriyle konuşmadıkları oluyor ama bir araya geldiklerinde bir şey eksilmiş olmuyor. | Open Subtitles | و يمكن أن تمر سنة بدون التحدث إلى بعضهم البعض ومن ثم يعودون معاً ولم يفوتوا حدث |
| birbirleriyle şifreli falan da konuşabiliyorlar, tam uçmuşlar yani. | Open Subtitles | ربما يكونوا كذلك يتحدثون بالشفرة إلى بعضهم البعض إنهم منتشرون للغاية |
| Birkaç ay önce birbirleri ile karşılaşmışlar. | Open Subtitles | رجعوا إلى بعضهم البعض منـُـذ أشهر قليلة |