Hukuk kurallarının hâlâ var olduğu küçük bir kasabaya taşınmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | عليك أن تذهبي إلى بلدة صغيرة، حيث نظام القانون لا يزال قائماً |
Hukuk kurallarının hâlâ var olduğu küçük bir kasabaya taşınmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | عليك أن تذهبي إلى بلدة صغيرة، حيث نظام القانون لا يزال قائماً |
"Kirli İşler" ekibi ve ben Colorado'da küçük bir kasabaya çağırılmıştık. | TED | طاقم الوظائف القذرة و أنا استدعينا إلى بلدة صغيرة في كولورادو، تدعى كريغ. |
Yeni bir araç bulmak için şehre veya köye gitmemiz gerek ve ben bu riski almak istemiyorum. | Open Subtitles | الحصول على عربة جديدة، يعني الإتجاه إلى بلدة أو قرية ولست أرغب بالمخاطرة بهذا سنواصل سيرنا على الأقدام |
Senin gibi bir çömezin, Will Kasabası yolundaki geçici bir pit stopun adını hafızama kazımak zaman kaybı olurdu. | Open Subtitles | سيكون مضيعة لوقتي أن أدخله إلى ذاكرتي لك هو مجرد صورة على شاشة وقفة صغيرة لحظية في الطريق إلى بلدة الوصايا |
St Looe'ya gidiyordum. Tepeden aşağıya inerken frenler tutmadı. | Open Subtitles | كوابح سيارتي تعطلت عندما كنت أهبط من "على التلة في طريقي إلى بلدة "سانت لو |
Yaptığı şey başka bir kasabaya gitmek ucuz bir otel bulup içkiyle ve başka adamlarla birlikte olmak... | Open Subtitles | وإنما تذهب إلى بلدة أخرى، تقيم في فندق رخيص مع قنينتيّ خمر، وتصحب الرجال |
Başka bir kasabaya varana dek çok zaman geçer. Biraz malzeme almamız iyi olur... | Open Subtitles | سوف تكون هناك فترة قصيرة قبل أن نصل إلى بلدة أخرى |
Benden Kanada sınırında olan çok uzak bir kasabaya gidip orada Blanca Champion'ın insanlara kahve getirip götürme numarası yapacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن اذهب إلى بلدة تحكم في ولاية حمراء حدودها كندا مع بلانكا تشامبيون تتظاهر |
Aslında çok büyük bir değişiklik, hele ki kimseyi tanımadığın yeni bir kasabaya geliyorsan yalnızlık çekebilirsin. | Open Subtitles | وهو تأقلم كبير، خصوصاً عندما تنتقل إلى بلدة لا تعرف أحداً فيها غير عائلتك. قد تشعر بالوحدة. |
Çevrimiçi bir harita açıp Brezilya'da bir favelaya bakarsanız veya Güney Afrika'da bir kasabaya, sadece birkaç sokak ama bir sürü boş alan görürsünüz. | TED | فإذا طالعت خريطة إلكترونية ونظرت إلى الأحياء العشوائية في البرازيل أو إلى بلدة في جنوب أفريقيا، سترى عددًأ قليلاً من الشوارع والكثير من المساحات الفارغة. |
Ve güzel, masum bebeğin kanlar içinde oturduğunu gördüm ve o çocuğun boynunda bir damgayla büyüdüğünü görmeyi hayal edemiyordum o yüzden onu habere dahil ettirmedim, onu başka bir kasabaya götürdüm ve en yakın acil servise bıraktım. | Open Subtitles | ورأيت هذه الطفلة الجميلة البريئة جالسة في هذه الفوضى الدموية ولا أستطيع تخيل أن تكبر هذه الطفلة وعلى رقبتها ندبة لذا قمت بحذفها من التقرير ونقلتها إلى بلدة أخرى |
Taa ki, dağların yüksek kesimlerindeki gizli bir köye varana dek. | Open Subtitles | حتى وصلنا إلى بلدة سرية في أعاليِ الجبال |
Beni bu köye sürerek bunu açıkça gösterdin. | Open Subtitles | كما أوضحت لي عندما نفيتني... إلى بلدة البقرة الساحرة هذه |
Bakın çocuklar. İşte burası. Bumblescum Kasabası. | Open Subtitles | أنظروا لقد وصلنا إلى بلدة بومبلسكام |
Calvinia Kasabası'na girerlerken yaşanan çifte ölüm yarışta sadece beş araba kalmasına neden oluyor. | Open Subtitles | القتل المزدوج يترك خمسة سيارات فقط في السباق "حيثُ سيتجهون إلى بلدة "كالفينيا |
St Looe'ya gidiyordum. Tepeden aşağıya inerken frenler tutmadı. | Open Subtitles | كوابح سيارتي تعطلت عندما كنت أهبط من "على التلة في طريقي إلى بلدة "سانت لو |