"إلى طاولة" - Traduction Arabe en Turc

    • masasında
        
    • Masaya
        
    • masasına
        
    • sofrasına
        
    Lan gibi politika masasında oturanlar olduğunda bir fark yaratabilirler. TED وعندما يجلس أشخاص كـ لان إلى طاولة السياسة بإمكانهم إن يصنعوا الفرق.
    Peki ya hastane yerine mutfak masasında olsanız ve sana cidden mutsuz olduklarını söyleseler? TED ماذا لو أنه وبدلاً من المشفى، كانوا جالسين إلى طاولة المطبخ لديك وأخبروك أنّهم يعانون حقاً من الاكتئاب؟
    Bak, başladığın yere döndün. - Ama bu sefer Masaya bağlısın. Open Subtitles عدتَ إلى حيث بدأتَ، إلاّ أنّكَ مقيّد إلى طاولة هذه المرّة
    Masaya bir başka insanın uygun bir modeli ile gelebilmelisiniz. TED عليك أن تكون قادراً على المجيء إلى طاولة المفاوضات مع نموذج مناسب لشخص آخر.
    Kaptanın masasına davetliyiz ama sakala alerjim var. Open Subtitles لدينا بطاقة دعوة إلى طاولة القبطان و لكن المشكلة أن عندي حساسية تجاه الملتحين
    Batılı müttefikler ve Sovyetler, Berlin'de müzakere masasına geri döndü. Open Subtitles في برلين عاد حلفاء الغرب والسوفيت إلى طاولة الحوار
    Oğlunun sofrasına zehir koyan kadından Şehzade'min anasından bahsediyorum, valide! Open Subtitles ‫أتكلم عن المرأة التي أرسلت السمّ‬ ‫إلى طاولة ابني يا أمي‬
    Onu ameliyat masasında görmeliydiniz, paramparçaydı. Open Subtitles ينبغي علي إذا رأيته أنقله إلى طاولة العمليات وأقطعه إرباً إرباً
    O gece benim kafamı mutfak masasında ezdiğin gece var ya? Open Subtitles في تلك الليلة لك حطم رأسي إلى طاولة المطبخ؟
    En çok mesajı öğle yemeği vakti alıyoruz. Çocuklar yemek masasında oturuyor ve sen onun karşıdaki tatlı oğlanla mesajlaştığını düşünüyorsun ama aslında o bize, bulimiası hakkında mesaj atıyor oluyor. TED ويرتفع الحجم كل يوم في وقت الغداء. يجلس الأطفال إلى طاولة الغداء وتعتقد أنها ترسل رسالة نصية للطفل اللطيف بالبهو، ولكنها في الحقيقة ترسل لنا رسالة حول مرض الشره لديها.
    Başımızı salladık ve yarım ağızla güldük, sonra kendimi nasıl olup da dağ kasabasındaki bir hastanenin ruh sağlığı polikliniğindeki ortak alandaki bir yemek masasında bulduğumu anlatma sırası bana geçmişti. TED فأومأنا حينها وابتسمنا نصف ابتسامة، وبعدها أصبح دوري للحديث عن رحلتي إلى طاولة طعام في منطقة المجتمع الصحي في جناح الصحة العقليّة في مشفى مدينة جبليّة.
    Büyük oyuncular masasında yerini alma vaktin geldi. Open Subtitles حان الوقت لتجلس إلى طاولة الكبار
    Ve olay ben her Masaya yürüdüğümde herhangi bir yerde dövüşmeye hazır olduğum 3 ve 10 yaşında bir çocuğun olduğu bir hal aldı. TED وصلت إلى نقطة حيث في كل مرة أمشي إلى طاولة موجود فيها طفل يتراوح عمره بين 3 و10 سنة، كنت على استعداد للقتال.
    Ayrıca, topluluğun bunları konuşmak için Masaya gelmeye istekli veya hazır olmayabileceğini de kabul etmeliyiz. TED علينا أن ندرك أيضًا أنه قد لا يكون أعضاء المجتمع راغبين أو مستعدين للحضور إلى طاولة الاجتماع للحديث.
    - ve barış Masaya getirmek - - Ne? Open Subtitles هذا بدون ذكر سُمعتك العادلة المحايدة ، و تجعلهم يأتون إلى طاولة الصلح
    Ameliyat masasına doğru yürü, mavi çizginin önünde dur ve tepsiyi bırak. Open Subtitles إتجّهي إلى طاولة العمليّات وضعي الصينيّة من يدك.
    Ne zaman bilardo masasına baksam seni görüyorum. Open Subtitles لأنه في كل مرة أنظر إلى طاولة البلياردو أراكِ عليهـا
    Sayın Hakim, PlatacoStillman'ı pazarlık masasına oturtmak bir yılımızı aldı. Open Subtitles حضرة القاضية, لقد لزمنا عاماً كاملاً لإحضار بلاتاكوستيلمان إلى طاولة المفاوضات
    Kahvaltı sofrasına mı? Open Subtitles إلى طاولة الفطور؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus