"إلى عشاء" - Traduction Arabe en Turc

    • bir yemeğe
        
    • a yemeğe
        
    • akşam yemeği
        
    • akşam yemeğine
        
    • yemeği için
        
    İyi günlerde kullan ve Charlie'yi güzel bir yemeğe götür. Open Subtitles استخدمها في أمر مفيد كأن تأخذ تشارلي إلى عشاء لطيف.
    Ne zaman romantik bir yemeğe çıksak, bir telefon geliyor ve "Çalışmam lazım, bebeğim. Open Subtitles في كل مره نذهب إلى عشاء رومنسي يرن هاتفه ..
    Bu akşam eşiyle birlikte Beyaz Saray'a yemeğe gelirler mi acaba? Open Subtitles ما هي فرص دعوته هو وزوجته إلى عشاء في البيت الأبيض في وقت لاحق من الليلة؟
    Hayatımızı tehlikeye atarak bizi akşam yemeği niyetine yemek isteyen köpeklerle dövüşüyorduk. Open Subtitles المخاطرة بالحياة والأعضاء بينما نصدّ كل كلب يريد تحويلنا إلى عشاء له
    Hiç değilse bir akşam yemeğine bile yol açarsa, doğru yolda gidiyorsun demektir. Open Subtitles حتى إذا كان يُؤدّي إلى عشاء فقط أنت تتوجه في الإتّجاهِ الصحيحِ
    Evan, babasının yemeği için seni ekince iyice saçmalamaya başladın. Open Subtitles أنت بائسة بشأن تلفيق إيفان لموضوع ذهابه إلى عشاء والدهـ
    Sahte sevgilim beni gerçek bir yemeğe götürüyor. Open Subtitles بلدي الحبيب وهمية يأخذ لي إلى عشاء الحقيقي.
    Onu önce bir yemeğe ya da filme götürmediğini biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنك لا تأخذها . إلى عشاء أو فلم أولا
    Ona söyle beni arasın, sen de aileni alıp güzel bir yemeğe çık. Open Subtitles أخبره لمخابرتني ويخرج عائلتك إلى عشاء لطيف
    Neden politik bir yemeğe gitmek istiyoruz? Open Subtitles لماذا نريد للذِهاب إلى عشاء سياسي؟
    Bu akşam beni gerçek bir yemeğe çıkarmak istiyor. Open Subtitles و يريد أن يأخذني إلى عشاء حقيقي الليلة
    Seni güzel bir yemeğe çıkarayım. Open Subtitles ساخذك إلى عشاء لطيف
    Bu akşam eşiyle birlikte Beyaz Saray'a yemeğe gelirler mi acaba? Open Subtitles ما هي فرص دعوته هو وزوجته إلى عشاء في البيت الأبيض في وقت لاحق من الليلة؟
    Süpermen "cam şişe şehri" Kandor'a yemeğe davet ediliyor. Open Subtitles حسنا هب أنه دعي إلى عشاء في "مدينة القنّينة" في "كاندور"
    Aslında bir akşam yemeği için yoldaydım. Slow Food tarafından veriliyordu. TED كنت في طريقي إلى عشاء اقيم من قبل حركة الأغذية البطيئة في ذلك الوقت.
    Baştaki isteksizlik daha sonra espritüel hareketlerle rahatlayacak ve tabiki, daha sonra dostça bir akşam yemeği davetine hayır diyemeyecek. Open Subtitles وما أن يزول الحرج، ببعض المرح اللعوب، والذي تعجز هي عن مقاومته، يتم تقديم دعوة إلى عشاء ودّي.
    Beyaz saray muhabirlerinin akşam yemeği ile ilgili şaka yapmaya çalışıyordum, fakat telefonum genel ev muhabirleri olarak düzeltmiş. Open Subtitles لقد كنت أحاول السخرية حيال الأمر البيت الأبيض,عشاء للمراسلين لكن قام هاتفي بتغيير تهجئتها إلى عشاء للمراسلين في المستودع
    İlk Şükran günü yemeğimiz en çok sevdiğim dört kişi ve Bob ile mükemmel bir akşam yemeğine dönüştü ve bir gelenek haline geldi. Open Subtitles عيد الشكر ذلك تحوّل إلى عشاء رائع مع أكثر أربع أشخاص أحبهم في هذا العالم وبوب
    Bu öğle yemeğini akşam yemeğine kadar uzatmanın bir yolu var mı? Open Subtitles هذا مضحك جداً,على أية حال يمكننا أن نمدد هذا الغداء إلى عشاء ؟
    Bunu atlatabilirsek, seni güzel bir akşam yemeğine çıkaracağım. Open Subtitles إذا ما مررنا من هذا الأمر فسأدعوك إلى عشاء لطيف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus