| Biliyoruz. IP'yi bir adrese kadar takip edebildik. Timimiz şu an orada. | Open Subtitles | نعلم، إستطعنا تعقب العنوان الإلكتروني إلى عنوان حقيقي، لدينا فريق هناك الآن. |
| Pasaport, 17 temmuzda Paddington'da bir adrese postalanmış. | Open Subtitles | أرسل جواز السفر في 17 يوليو إلى عنوان في بادينجتون |
| Seni yanlış İnternet adresine yollayan bir program hatası. | Open Subtitles | إنه فقط الخطأ الذي يرسلك إلى عنوان الإنترنت الخاطئ. |
| Sanırım nakliyat adresi yerine yanlışlıkla fatura adresine yollandı. | Open Subtitles | أعتقد حصلت على إرساله إلى عنوان الفواتير خلافا لعنوان الشحن. |
| Eric, Julio Pena'nın adresini istiyorum. | Open Subtitles | اريك، نحن بحاجة إلى عنوان على خوليو بينا |
| Sofia Archuleta'nın adresini buldum. Sen Mary'sin, değil mi? | Open Subtitles | توصلتُ إلى عنوان (صوفيا آرشوليتا)، (ماري) ، صحيح؟ |
| Maili sabit bir adrese kadar takip ettik ama ne kadar az bilirsen o kadar iyi. | Open Subtitles | تعقبنا بريداً إلكترونياً إلى عنوان قار، لكن كلما عرفت أقل عن هذا، كلما كان أفضل |
| Saraybosna'nın bir Sırp semti olan Grbavica'da bir adrese kayıtlı. Güzel. | Open Subtitles | مسجل إلى عنوان فى جاربفيزا إنها ضاحية صربية فى سرايفو |
| Bunu Los Angeles'ta bir adrese götürürse eve tekrar gidip annesinin işini bitirmeyeceklerini söylemiş. | Open Subtitles | طلب منه أن يسلمها إلى عنوان في لوس أنجلوس لكي لا يعودوا إلى والدته لإتمام المهمة |
| 86 adet vergi iadesini tek bir adrese yolladınız. | Open Subtitles | صحيح؟ لقد أرسلت 86 مُستَردّ ضريبي إلى عنوان واحد فقط |
| Kablolu faturası Philly'de bir adrese bağlı. | Open Subtitles | التي تعلق مشروع قانون كابل إلى عنوان فعلي في فيلي. |
| Kuzey Washingtonda bir iş adresine gönderiliyor ekstresi. | Open Subtitles | فواتير البطاقة تذهب إلى عنوان أعمال في شمال غرب واشنطن |
| Veri analizcimiz, bir ip adresine kadar izini sürebildi. | Open Subtitles | وكان محللنا للبيانات قادراً على تعقبه عكسياً إلى عنوان إلكتروني. |
| Toplam varlıkları ise sekiz haneli. Ama tüm hesap özetleri oğullarının adresine yollanıyor. | Open Subtitles | يجنيان عشرات الملايين لكن جميعها تذهب إلى عنوان ابنهما |
| Sofia'nın adresini bulmamız gerek. | Open Subtitles | -يتعيّن أنّ نصل إلى عنوان (صوفيا ). |
| Sinyalin izini Morewood'taki adrese kadar sürdük. | Open Subtitles | لقد تعقبنا الإشارة إلى عنوان "مورود" |