Ertesi gün ben ve arkadaşlarım daha zorlu bir Kampa gönderildik. | Open Subtitles | في اليوم التالي تماماً أُرسلت أنا وأصدقائي إلى مخيم صعب جداً |
Merhaba millet, çocuğu ruhu sıkan bir Kampa koymak zorundayım. | Open Subtitles | يا أصحاب علي أن أضع الولد على متن طائرة تذهب إلى مخيم لسحق الروح |
Kilise kampına mı gidiyorsun? | Open Subtitles | ستذهبين إلى مخيم الكنيسة؟ |
Kilise kampına mı gidiyorsun? Balçıklı Güneş'le birlikte mi? | Open Subtitles | أنتي ذاهبة إلى مخيم الكنيسة؟ |
- Sığınma kampına ne kadar var baba? | Open Subtitles | ـ أبي، كم المسافة إلى مخيم اللاجئين؟ |
- Mülteci kampına ne kadar var baba? | Open Subtitles | ـ أبي، كم المسافة إلى مخيم اللاجئين؟ |
Fransızlar bizi Mısır'daki bir mülteci kampına götürdüler.. | Open Subtitles | أخذنا الفرنسيون إلى مخيم للاجئين في مصر. |
Kobi adından bir arkadaşımla birlikte bir geziyi idare ettiğimizi hatırlıyorum. Chicago'dan gelen bir yahudi topluluğu idi ve gezi Kudüs'te idi. Onları bir mülteci kampına götürdük, Filistintililerin yaşadığı bir mülteci kampına ve orada muhteşem yemekler yedik. | TED | أتذكر قيادتي لرحلة سياحية سويًا مع صديق يدعى كوبي، لطائفة يهودية من شيكاغو، كانت الرحلة في القدس، فأخذناهم إلى مخيم لاجئين، مخيم لاجئين فلسطينيين، وهناك تناولنا ألذ طعام. |
Duyduğum kadarıyla bu bölgenin halkı Stockton'daki Kampa sürülmüş. | Open Subtitles | كما سمعت الناس من هذه المنطقة قد سيقوا إلى مخيم في ستوكتون |
Kampa ulaştıklarında ve bir şekilde güvende olduklarını hissettiğinde çocukluğundaki gibi davranmaya başlamış. | TED | وعندما وصلوا إلى مخيم اللاجئين وأيقنت أنها نوعاً ما أنها في مكان آمن، قامت بالانطواء على نفسها بشكل كامل متقمصةً دور طفولتها القديم. |
İngilizce öğrenmek için bir Kampa gitti. | Open Subtitles | ذهبت إلى مخيم لتعلم الإنجليزية |
Ailesi Nova Scotia'daki bir mülteci kampına gönderilmiş. | Open Subtitles | تم إرسال عائلته إلى مخيم لاجئيين في "نوفا سكوتيا". |
İki kişi çocuklarının açlıktan öleceğini görmeden önce bir mülteci kampına gittiler. | Open Subtitles | ...اثنتان تمكنتا من الهرب إلى مكان ما، إلى مخيم ...حيث بوسعهما مشاهدة أطفالهم |
Yakın zamanda, Kuzey Irak'taki bir mülteci kampına yaptığım bir ziyareti anımsadım, bu kız ile tanışmıştım. ''Ne kadar da güzel,'' diye düşündüm yanına gidip ''Fotoğrafını çekebilir miyim?'' | TED | تذكرت زيارة قمت بها مؤخراً إلى مخيم لللاجئين السوريين في شمال العراق، قابلت هناك هذه الفتاة، قلت بنفسي" كم هي جميلة"، واتجهت نحوها و سألتها، " هل يمكنني التقاط صورة لك؟" |