| Kendine bir bak. Eşyalar vurup duruyorsun. Acınacak haldesin. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك تصفع الأشياء، إنك مثير للشفقة |
| İstediğim kadar bağırırım. Kendine bir bakar mısın? | Open Subtitles | سوف أصرخ بوجهها كلما أردت فقط انظري إلى نفسك |
| Kendine bir bak, küçük adam. İyi görünüyorsun. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك أيها الرجل الصغير أنت تبدوا رائعاً |
| Yani Şu haline bir baksana. Sen tekerlekli sandalye bile kullanamazsın. | Open Subtitles | أعني، أنظر إلى نفسك أنت لا تستطيع أن تقود كرسي معوّقين حتى |
| Senden hoşlanıyor, J.D. Kendine bir iyilik yap ve bir kez olsun kafanın içini dinleme. | Open Subtitles | إنها معجبة بك، أسد إلى نفسك معروفاً ولاتقحم أفكارك في الأمر مرة واحدة |
| Yani, bu en seksi halim değil, ama haydi! Kendine bir bak. | Open Subtitles | أعني , أنا لست أكثـر الفتيات اثارة , لكن باللـه عليك , انظر إلى نفسك |
| Kendine bir bak, aynı benim gibi sabit fikirli ve inatçısın. | Open Subtitles | إصغي إلى نفسك أنتِ عنيده وعنادك مثلي تماماً |
| Aynada Kendine bir bak, asil bir adamın ruhunu göreceksin. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك في المرآة، وسترى روح رجل نبيل |
| - Tabii ki biliyorum. Katil. Kendine bir bak, annenin arabasının nasıl çalıştığını öğreniyorsun. | Open Subtitles | أيها القاتل، أنظر إلى نفسك تتعلم كيف تدير سيارة والدتك |
| Bu seni tamamen deli ediyor, Kendine bir bak. | Open Subtitles | إنّه يقودك للجنون ، بالفعل أنظر إلى نفسك |
| Tanrım. Kendine bir bak. | Open Subtitles | ـ يا إلهي، اللعنة، أنظر إلى نفسك ـ ها هو الأمر |
| Ve bir sonraki ay değil veya bir sonraki biletle burdan gitmek değil ama gerçekten Kendine bir bak gelecekten ve kendine sor gurur yapıp NYADA'yı bırakırsam diye. | Open Subtitles | ليس فقط كالشهر القادم او إلى الفرصة الكبيرة للخروج من هنا لكن أنظري إلى نفسك |
| Şu haline bir bak. Hiç bir zaman olamadın. | Open Subtitles | والٓان انظر إلى نفسك أنت لست حتى من المشاهير القدامى |
| Şu haline bir bak. | Open Subtitles | أنظر إلى نفسك فيها أتعرف أن أباك يخضع لعملية اليوم؟ |
| Şu haline bir bak. Biraz büyü, daha iyi giyinmelisin. | Open Subtitles | أنظر إلى نفسك , لقد كبرت يجب أن تلبس بشكل أفضل |
| Seni böyle kendi kendine konuşurken görürlerse de işinden olursun. | Open Subtitles | إن شاهدوك تتحدث إلى نفسك بهذه الطريقة، ستفقد وظيفتك بأية حال. |
| Ağzından çıkanı duysana, Kevin. "Bunu konuşmamız gerek." | Open Subtitles | استمع إلى نفسك يا كيفين "علينا أن نتحدث عن هذا" |
| Şu süslenmiş püslenmiş hâline bir bak. | Open Subtitles | رائع , أنظر إلى نفسك , الفخامه بحد ذاتها |
| Şuna da bak. Bu işi seveceğini hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | انظري إلى نفسك لم أظن أبداً بأنك ستتحمسين للموضوع |
| - Boşandığından beri Kendini kütüphaneye kapadın ve gözlüklerinin arkasına saklandın. | Open Subtitles | منذ طلاقك و أنت تغلقين على نفسك فى تلك المكتبه و تختبئين خلف تلك النظارات أنظرى إلى نفسك |
| Biliyor musun, yalnız biriymiş gibi davranıyorsun. Ama Şuna bir baksana. | Open Subtitles | تعلم، أنت تتصرف كرجل وحيد لكن أنظر إلى نفسك |
| Lanet olsun. Şu haline bak. İğrençsin. | Open Subtitles | أبعد من هنا و أنظر إلى نفسك فأنت ملئ بالعيوب |