| Ve buna her bakışında iyi bir insan olduğunu hatırlamanı istiyorum. | Open Subtitles | وفي كلّ مرّة تنظرين فيها إليه أريدك أن تتذكّري أنك إنسانة صالحة |
| Bu yolculukta anlamışsındır ki her zaman iyi bir insan değildim. | Open Subtitles | ربمافهمتِمن هذهالرحلة.. أنني لم أكن دوماً إنسانة صالحة |
| Belki birileri sana yalan söyledi, belki birileri senden yararlandı, ya da belki sadece iyi bir insan olmanın karşılığını göremedin. | Open Subtitles | ربما أحدهم كذب عليك، ربما أحدهم كسب إمتيازات عليك، أو ربما... كونك إنسانة صالحة لم تعطي ثمارها. |
| Bayan Grundy istismarcı değil. O iyi birisi. | Open Subtitles | سيدة (غراندي)، ليست مُغتصبة إنها إنسانة صالحة |
| Kendisi iyi bir insandır, senin aksine. | Open Subtitles | والتي هي إنسانة صالحة على عكسك |
| Ara sıra ne kadar iyi bir insan olduğunu hatırlatmak için biraz sesini yükseltiyorsun. | Open Subtitles | تحتجين أحياناً لتذكيري أنك إنسانة صالحة |
| İşinde iyi ve iyi bir insan. | Open Subtitles | إنها بارعة في عملها، وهي إنسانة صالحة. |
| İyi bir insan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ إنسانة صالحة |
| İyi bir insan olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ إنسانة صالحة |
| İşinde iyi ve iyi bir insan. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}،إنها بارعة في عملها وهي إنسانة صالحة. |
| ve iyi bir insan olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وتحاول أن تكون إنسانة صالحة |
| O çok iyi bir insan. | Open Subtitles | -إنها إنسانة صالحة |
| O iyi birisi ve Martin bilim adamı olarak onu elinde tutmayı bile beceremedi. | Open Subtitles | التآمر على قتل (ايمز)؟ إنها إنسانة صالحة... و(مارتن) ليس بقدر امتيازها كعالِمة |
| Penny çok iyi birisi. | Open Subtitles | و (بيني) ... . إنسانة صالحة جدّاً |
| Sima iyi bir insandır. | Open Subtitles | (سيما) إنسانة صالحة. |