| Her zaman arkanızdan daha iyi birisi gelir anlamına gelir. | Open Subtitles | إنها تعني بأنه سيكون هناك دائما من هو أفضل منك |
| Ait olduğun toplumun bir parçası olduğun anlamına gelir. | TED | إنها تعني أنك جزء من المجتمع، منتميا إليه |
| Hayatınızın sorumluluğunu geçici olarak birine devrettiğinizde hissedilen memnuniyet anlamına geliyor. | TED | إنها تعني شيئًا أشبه بالسعادة التي تشعر بها عندما يمكنك تحميل شخص آخر المسئولية عن حياتك لفترة مؤقتة. |
| Bu da, evlenene kadar seks yapmayacağımız, sözümüze sadık kalacağımız anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني أننا سنكون أنقياء ولا نمارس الجنس حتى نتزوج. |
| Anlamı şu; sürekli burda değil, kalıcı değil. Dinleyin, Brad'la görüşmeye gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | نعم ، إنها تعني أنها ليست هنا طوال الوقت ليست دائمة |
| Benim için çok değerli. Mutluluğu hak eden biri varsa, o da Maddie'dir. | Open Subtitles | إنها تعني كل شيء بالنسبة لي إذا كان أي شخص يستحق أن يكون سعيدا فانه هي |
| Tanrım. Küresel Ekonomi Zirvesi'nden bahsediyor olmalı. | Open Subtitles | يا إلهي، إنها تعني قمة العمل العالمية، |
| Evet, demek istiyor ki pek de bir askere benzemiyorsun, koca adam. | Open Subtitles | أجل .. إنها تعني أنّك لا تبدو كالجندي هناك .. |
| Böyle dizdiğine göre bir şey demek istemiş olmalı. | Open Subtitles | إنها تعني شيئًا بوضعها بتلك الطريقة |
| Başımız belaya girdiğinde, gel de kıçımızı koru çünkü cehennemde bizi koruması için dua edecek kimsemiz yok anlamına gelir. | Open Subtitles | إنها تعني أننا في مشكلة كبيرة لذا تعالوا وأنقذونا لأننا لا يمكننا أن نبقى في الجحيم كي ننقذ أنفسنا |
| "Varlığını ortadan kaldırmak" anlamına gelir. Açılın lütfen. Açılın, açılın. | Open Subtitles | ـ إنها تعني الإبادة إلى العدم ـ تراجعوا من فضلكم! |
| Homoseksüel anlamına gelir ve homoseksüel başka bir erkeği seven adamdır. | Open Subtitles | إنها تعني مثليّ الجنس، ومثليّ الجنس... هو الرجل الذي يحب رجلاً آخر، ولا شيء معيب في ذلك. عليك أن تحترم ذلك فحسب. |
| - Bu bir sıfat. Küçük beyinli ve kindar anlamına gelir. | Open Subtitles | إنها تعني أنك صغيرة التفكير و حاقدة |
| Defenestrate pencereden atmak anlamına gelir. | Open Subtitles | إنها تعني الرمي بالشيء من النافذة |
| Bir hanımefendi gibi oturmak zorunda olmadığım anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني بأنني لستُ مجبره على الجلوس كسيده مجتمع |
| Bu gezegende yaşayan her şeyle akraba olduğumuz anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني أننا على قرابة بكل كائن حي في هذا الكوكب. |
| Bu, yaşayan her canlıya başarılı atalarımızın kopmayan gen zincirinin miras kaldığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني أن كل كائن حي باقِ الآن قد ورث جينات من خط مستمر من أسلاف ناجحين. |
| Daha fazla bilgi almak için daha fazla yetki gerek, anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني معلومات أكثر بالغة السرية |
| Galiba bu evlendiğimiz anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنها تعني موافقتك على الزواج إذاً |
| Anlamı şu, en büyük yapının parçacıkları en küçük yapınınkine eşittir. | Open Subtitles | بإختصار، إنها تعني بأن الجسيّماتِ الضخمة، هي متساوية مع مع الهياكِل الصغيرة الحجم؛ أي أسئلة ؟ |
| Anlamı şu; aletinizi Taç Mahal'in yanında kullanmak. | Open Subtitles | ..إنها تعني تفرقع سجق الرجل على جانب تاج محل |
| Benim için çok değerli. | Open Subtitles | إنها تعني كل شئ لي. |
| Kutzler'ın yan komşusunun güvenlik sistemindeki güvenlik kamerası görüntülerinden bahsediyor. | Open Subtitles | إنها تعني صور كاميرات المراقبة (من النظام الأمني لجار (كوتزلر |
| demek istiyor ki avuç içi yağlı... ve bir kaç tel çekmiş. | Open Subtitles | لا إنها تعني أنها شحمت بضع راحات و سحبت بضع خيوط |
| Böyle dizdiğine göre bir şey demek istemiş olmalı. | Open Subtitles | إنها تعني شيئًا بوضعها بتلك الطريقة |