"إنه محظوظ" - Traduction Arabe en Turc

    • çok şanslı
        
    • dua etsin
        
    • Şanslıymış
        
    • için şanslı
        
    • şanslı sayılır
        
    O tepeden aşağıya canlı inebildiği için çok şanslı. Open Subtitles إنه محظوظ لأنه استطاع الوصول إلى هذا التلّ
    O çok şanslı. Kıçını yetkililere ispiyonlayabilirdim. Open Subtitles إنه محظوظ يجب علي كتابة تقرير عن مؤخرته للسلطات المختصة
    Onu cezalandırmak ya da terapi masraflarımızı karşılamaya zorlamadığımıza dua etsin. Open Subtitles إنه محظوظ أننا لا نوجه له إتهامات أو نحاسبه علي فواتير المعالج النفسي
    Kaybımı tahsil etmek için ailesini öldürmediğime dua etsin. Open Subtitles إنه محظوظ لأني لم أصل لعائلته لتغطية تلك الخسائر.
    Şanslıymış, çelik yelek hayatını kurtarmış. Open Subtitles إنه محظوظ,الصدرية الواقية من الرصاص التي كان يرتديها أنقذت حياتة
    Bebek için tebrikler. Ailesi siz olduğunuz için şanslı olacak. Open Subtitles مبروك على المولود، إنه محظوظ لإمتلاكه والدين مثلكما
    - Dayak yemediği için şanslı sayılır! Open Subtitles زوجتك ؟ إنه محظوظ لأنك لم تبرحه ضرباً
    Doğrusu, hayatta kaldığı için çok şanslı. Open Subtitles إنه محظوظ جداً لأنه لا يزال علي قيد الحياة
    Senin gibi, ne olursa olsun onu arayacak birine sahip olduğu için çok şanslı. Open Subtitles .إنه محظوظ لوجودك شخص لن يتوقف عن البحث .عنه مهما كلف الأمر
    Senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı, ve umuyorum ki buraya gelip benimle evli olduğunu öğrenince üzülmemişsindir. Open Subtitles إنه محظوظ جداً بأن يكون له صديقه مثلكِ وكنت آمل
    Sadece yaralı bir elle kurtulduğu için çok şanslı. Open Subtitles إنه محظوظ للهروب بتلك اليد المجروحة وحسب
    Hayatta olduğu için çok şanslı. Open Subtitles بكميات كبيرة إنه محظوظ لإنه حي
    Hayatta olduğu için çok şanslı. Open Subtitles بكميات كبيرة إنه محظوظ لإنه حي
    Tasması nerede bunun? Dişlerini dökmediğime dua etsin! Open Subtitles أين ربطته إنه محظوظ أني لم أضربه
    Adam onu tutuklamadığıma dua etsin. Open Subtitles إنه محظوظ أنني لا أقبض عليه
    Onu içeri aldığıma dua etsin. Open Subtitles إنه محظوظ لإبقائي عليه هنا.
    Ne kadar Şanslıymış ki, sizin gibi biri onunla ilgilenmek istiyor,- Open Subtitles إنه محظوظ أن يهتم به شخص مثلك ماذا فعل ؟
    Şanslıymış ki arkadan vurulmadı. Open Subtitles نعم، إنه محظوظ أنه لم يتلقى طلقة في ظهره
    Şanslıymış. Neden altına yastık koydunuz? Open Subtitles إنه محظوظ لماذا وضعت وسادة أسفل ساقه؟
    Özür dileyeceğimiz için şanslı. Bunu bile kabul etmeyebilirdik. Open Subtitles سيكون محظوظاً إن تلقى اعتذاراً إنه محظوظ أننا على استعداد لفعل ذلك
    Çok kan kaybetti, hayatta olduğu için şanslı. Open Subtitles لقد فقد الكثير من الدماء إنه محظوظ كونه على قيد الحياه
    O aldığın kedi, komada olduğun için şanslı yoksa şimdiye dek öldürmüştün. Open Subtitles القط الذي أحضرته إنه محظوظ لأنك هنا أو لكنت قتلته خلال هذه الفترة
    - Dayak yemediği için şanslı sayılır! Open Subtitles إنه محظوظ لأنك لم تبرحه ضرباً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus