| Ablamın en son nereye gittiği öğrendim. Dae Gwang Kereste denilen bir yer. | Open Subtitles | لقد وجدت آخر مكان ذهبت إليه أختي إنه مكان يُدعى أخشاب داي غوانغ |
| Burada kalabilirsin Kee. Burası çocuğunu doğurmak için güvenli bir yer. | Open Subtitles | يمكن أن تبقي هنا يا كي إنه مكان آمن لإنجاب طفلك |
| Burası sadece kullanmak zorunda olduğum değil, kullanmak istediğim de bir yer. | Open Subtitles | هذه الغرفة ليست مجرد مكان علي استخدامه، بل إنه مكان أريد استخدامه. |
| Asla son bulmayacak savaşlarda akan kanların üzerine kurulmuş bir yerdir. | Open Subtitles | إنه مكان تفوح منه رائحة الدم العفنة بسبب المعارك الغير منتهية |
| Ayrıca entelektüel olarak teşvik edici bir yer ki, aklımı karmaşık problemlerle meşgul etmek her zaman hastalığıma karşı kullandığım en güçlü ve en güvenilir savunma oldu. | TED | و إنه مكان مثير فكرياً و يشغل ذهني بقضايا معقدة و هذا الشيء الاكثر فعالية و تأثير للتصدي ضد مرضي النفسي. |
| ama ötekiler çok tedirgindir. Burası insanı ürküten bir yer | TED | وبعضهم يشعرون بالتوتر. إنه مكان مثير للخوف |
| Çok eski bir yer. Uzun süreden beri yıkılıyor. | Open Subtitles | إنه مكان قديم وتم الحفر فيه لأوقات طويلة |
| Oturup, anıları yâd etmek için güzel bir yer ama senin daha o anıları yaratman lazım... | Open Subtitles | إنه مكان جيد لاسترجاع الذكريات وأنت مازلت صنعيين زكرياتك |
| Çok hoş bir yer. Hemen telefon edeceğim. | Open Subtitles | إنه مكان لطيف للغاية سوف أذهب للإتصال بهم فوراً |
| Queens Bulvarında bir yer. Sanırım, orada çalışıyor. | Open Subtitles | إنه مكان في جادة كوينز أعتقد أنه يعمل هناك |
| Bu tür bir ikilem için çok güzel bir yer. | Open Subtitles | لأكون عادلاً إلى هذ المأزق إنه مكان جميل |
| Burası halka açık bir yer. Altı çıkış ve girişi var. | Open Subtitles | إنه مكان عام وله ستة مخارج وستة منافذ خارجية |
| hem de avcılar ve arazi kıyımcılarından uzakta. - Güvenli bir yer. | Open Subtitles | إنه مكان سيكون طليقاً فيه بعيداً عن الصيادون والمستثمرين |
| Kutsal bir yer gibiydi, iblissel anlamda, karışık bir yerdi. | Open Subtitles | إنه مكان مُقدس نوعاً ما بالنسبة للشياطين |
| Çok güzel bir yer. Keyfini çıkaramayacak kadar yaşayamaman ne kötü. | Open Subtitles | إنه مكان رائع، و يؤسفني أنك لن تبقَ لوقت كافي لتستمتع به |
| Burası çılgın bir yer. En kısa zamanda hepimiz buradan gitsek iyi olur. | Open Subtitles | إنه مكان مغنون هنا كلما خرغنا من هنا باكراً كلما كان أفضل |
| burası çok iyi bir yer, hanımefendi ama kendi hanımım olmayı isterdim. | Open Subtitles | إنه مكان جيد يا آنسة لكني سأفضّل لو كنت سيدة نفسي |
| Hey, aklımdan çık. Karanlık bir yerdir, oraya girmek istemezsin. | Open Subtitles | أنتِ، أخرجي من رأسي إنه مكان مظلم، لن يروق لكِ |
| Orası çok açıklık. Asla savunamayız. | Open Subtitles | إنه مكان مكشوف جدا يا سيدى لن يكون بمقدورنا أبدا الدفاع عنه |
| Herhangi bir yerde saklanıyor olabilir. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، إنه مكان كبير، ربما يختبئ في أي مكان. |
| Burası ürkütücü bir yerdi. Çöldeki çukurlardan da haberim vardı tabii. Baktığım her yerde bir çukur olabilirdi. | Open Subtitles | إنه مكان مخيف ,كنت أعلم بالحفر الموجودة فيه و بالطبع في كل مكان نظرت إلية قد يكون حفرة |
| Ve burası çok önemli bir nokta. | Open Subtitles | إنه مكان هام جدا |
| Burası dünyanın en ölümcül yaratıklarıyla dolu acımasız bir mekân. | Open Subtitles | إنه مكان لا يرحم مليء بأكثر المخلوقات المميتة على الأرض |
| Demek popüler bir yermiş. Bu iyiye işaret. | Open Subtitles | إنه مكان محبوب فهذه علامة جيدة |