| Bana gece gündüz demeden yazıyor. Ama neden bilmiyorum onu fark ettiğim zaman sebepsiz kaçıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب طوال اليوم، لكن عندما يراني يفر هاربا |
| Bunların arkasına cevapları yazıyor daha sonra o içkileri verirken araya sıkıştırıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب رسائل على ظهر هذه ثم تمرر الإجابات للزبائن حين تقدم لهم المشروبات |
| Tesadüfleri fark etmek hakkında çok yazıyor, değil mi? | Open Subtitles | إنه يكتب الكثير عن ملاحضات الصدف, أليس كذلك؟ |
| Hey, tüm düşlerin gerçekleşiyor. Şimdiden sana aşk mektupları yazıyor. | Open Subtitles | أحلامك كلها تتحقق إنه يكتب لكِ خطابات غرامية بالفعل |
| Bizim bütün şarkılarımızı sözlerini yazıyor, bu konuda bir nevi dahidir. | Open Subtitles | إنه يكتب جميع أغانينا, و، تعلمين, إنه عبقريٌ غنائياً. |
| O sanki en nazik, en tatlı adama dönüştü .ve müthiş güzel şarkılar yazıyor. | Open Subtitles | ألطف و أرق رجل و أيضاً إنه يكتب أغانٍ جميلة و مدهشة |
| "Bana mektup yazıyor ve söylememesi gereken Şeyler söylüyor... | Open Subtitles | إنه يكتب لي خطابات و يقول فيها أشياء لا يجب أن تقال |
| O mektup yazıyor ama ben cevaplamıyorum. | Open Subtitles | أتدرون ؟ إنه يكتب لي خطابات ولكني لا أردها |
| O birinci sınıf memur gibi , güzel yazıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب بشكل جميل ، كموظف حكومي من الدرجة الأولى |
| böyle birşeyin içine giremeyeceğimi biliyordum bay Kane' sizin incelemenizi başladığınız gibi bitiriyor çok kötü haber yazıyor senin olmasını istediğin gibi | Open Subtitles | أعلم أن هذا المقال لن يُنشر مطلقاً السيد (كين) أنهى مقالك بالطريقة التى بدأتها به إنه يكتب ملاحظات قاسية كما أردت ذلك |
| - Herif porno kitapları yazıyor. | Open Subtitles | ماذا؟ إنه يكتب كتباً عن بورنو لا تمزح |
| O Melanie' nin evliliği ile ilgili bir makale yazıyor! | Open Subtitles | إنه يكتب مقالاً عن زواج ميلاني. |
| Üçkâğıdı, ölü Rusların roman yazması gibi yazıyor tematik kıvrımlarla ve gömülü sembolizm ile. | Open Subtitles | إنه يكتب سلبياته , تماماً كما يكتب الروس رواياتهم بأقواس موضوعيه , و ذلك جزء لا يتجزأ منالرمزيةوالقرف... |
| Düzenbaz biri değilse, küçük bir, Şili yayın evinde yazıyor. | Open Subtitles | ما لم يكن سيداً في التزوير إنه يكتب لصحيفةٍ "شيلية" صغيرة |
| Bir kitap yazıyor; Herşeyi bilmek zorunda. | Open Subtitles | إنه يكتب كتاباً؛ عليه معرفة كل شيء |
| Hayat hikayemi yazıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب قِصّة حياتى. |
| Bunların altına mesaj yazıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب رسائل على ظهر هذه |
| Troya hakkında bir oyun yazıyor. Karşımda oturuyordu. | Open Subtitles | إنه يكتب مسرحية عن (تروي) لقد كان يجلس قبالتي |
| -Tebrik kartları yazıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب البطاقات |
| St. John'un tutkusuyla ilgili bir kitap yazıyor. | Open Subtitles | إنه يكتب عن آلام القديس جون. |