| Normal bir hayatı hak ediyor ve ona bu hayatı sunmayı istiyorsak elindeki tüm kanıtları yok etmeli ve daha fazlasına ulaşmasına engel olmalıyız. | Open Subtitles | إنّه يستحق حياةً عاديّة وإن كان هُناك أيّ أملٍ بإعطائه هذا، علينا تدمير ذلك الدليل وإيقافه من إيجاد المزيد من الأدلّة. |
| O da diğer herkes gibi adaleti hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق العدالة كأي شخص آخر |
| Bir-iki günlüğüne rahatının bozulmasını hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق يومًا أو اثنين من الألم |
| Bundan daha fazla mateme değer ve alacak hak ettiği kadarını. | Open Subtitles | إنّه يستحق أن نحزن .عليه، وإنّي لفاعل ذلك |
| Denemeye değer, ha? | Open Subtitles | إنّه يستحق المحاولة، هه؟ |
| Umarım buna değer. | Open Subtitles | أتمنّى إنّه يستحق ذلك. |
| Birinin çöplüğünden daha yüce bir yeri hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق مصير أفضل من سلة القمامة. |
| Durumu kontrol altına aldığımızı bilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق معرفة أننا نسيطر على الوضع. |
| - Madalyayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق وساما |
| Bu herif ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنّه يستحق الموت |
| Mutlu olmayı hak ediyor McGee. | Open Subtitles | إنّه يستحق أن يكون سعيدا يا (ماكغي). |
| - Ölmeyi hak ediyor! - Hayır. | Open Subtitles | إنّه يستحق الموت - لا - |
| Buna değer. | Open Subtitles | إنّه يستحق التجربة. |
| Gerçekte nerede duracağını bilmeye değer. | Open Subtitles | إنّه يستحق ذلك... لتعرف أين تقف حقاً. |
| Bakmaya değer. | Open Subtitles | إنّه يستحق نظرة . |