| İzin verirsen o iti buradan kovacağım. | Open Subtitles | حسنا الآن إن سمحتِ لي سأطارد ذلك الحقير الصغير بعيدا عن هنا. |
| Eğer göğüslerini ellememe izin verirsen yatağa giderim. | Open Subtitles | سأخلد للفراش إن سمحتِ لي بلمس صدركِ |
| İzin verirsen hâlâ sizinle ilgilenebilirim. | Open Subtitles | لازال بإمكاني الاعتناء بك إن سمحتِ لي |
| İzin verirsen sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع مساعدتكِ إن سمحتِ لي |
| Eğer yemeğe gitmemize izin verirseniz detaylarını konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربّما إن سمحتِ لي باصطحابك على العشاء، فسنناقش بعض التفاصيل |
| - İzin verirsen sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع مساعدتكِ إن سمحتِ لي |
| Girmeme izin verirsen. | Open Subtitles | *إن سمحتِ لي بالدخول للداخل* |
| - ...ve hepsi benim suçum. - İzin verirsen. | Open Subtitles | وهذا هو خطأي - إن سمحتِ لي - |
| İzin verirsen, sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | إن سمحتِ لي |
| Söz veriyorum, eğer bu geceyi burada geçirmeme ve uyumama izin verirseniz, benim hakkımda bilmek istediğiniz her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | أعدكِ إن سمحتِ لي بقضاء الليل و النوم هنا قليلاً... سوف أخبركِ بكل شي تريدين معرفته عنّي |
| Şimdi, izin verirseniz seçim bürosuna gitmem gerek. | Open Subtitles | إن سمحتِ لي الآن فسأذهب لمقر الحملة. |