| Eğer bu hiçbir şeye değer vermemekse, o zaman ben menfaatçi biriyim. | Open Subtitles | إن كان هذا الأمر عبارةً عن سخرية .. إذاً فأنا شخصٌ ساخر |
| Eğer bu standart Amerika renk kodlaması ise yeşil olmalı. | Open Subtitles | إن كان هذا تلوين أمريكي معياري، يجب أن يكون الأخضر. |
| Eğer bu benim kocam olsaydı bir daha doğru düzgün yürüyemezdim. | Open Subtitles | إن كان هذا زوجي لن أكون قادرة على المشي بإستقامة مجدداً |
| Ama gördüğünüz tek şey buysa o zaman beni görmüyorsunuz göremiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لكن إن كان هذا ما ترونه فأنتم لا ترونني لا تستطيعون رؤيتي |
| - Eğer bu gerçekten oğlunla ilgiliyse onun ölmek için büyümesini istemezdin. | Open Subtitles | .. إن كان هذا بشأن إبنك لن تُريد أن ينضج لكي يموت |
| Asıl istediğimiz gelişimin sürekli olması mucit ve mühendislerin ve üreticilerinde ve herkesin aynı anda çalışması, fakat bu verimsiz olabilirdi Eğer bu paralel ve açık bir süreç olsaydı. | TED | ما نريده حقا هو أن يحصل هذا الابتكار باستمرار. المخترع والمهندسون والمصنعون والجميع يعملون في نفس الوقت، لكن هذا سيكون عقيما إن كان هذا يحصل في عملية موازية وغير متقاطعة. |
| Eğer bu sadece bir radar olsaydı buna 50 yıl önceden sahip olmuş olacaktık. | TED | لكن إن كان هذا راداراً فحسب، فقد امتلكناه منذ 50 عاماً مضت. |
| Eğer bu bir ülke olsaydı, bu nüfusla dünyanın 21. en büyük ülkesi olurdu. | TED | إن كان هذا بلدًا، فسيحتل المرتبة 21 من بين البلدان الأكثر تعدادً للسكان. |
| Eğer bu doğruysa, hadım edilmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | إن كان هذا صحيحاً، أفضـِّل أن يتم إخصائي. |
| Şimdi, Eğer bu sende asabiyet ya da mahcubiyet yaratıyorsa hiç umurumda değil. | Open Subtitles | و الآن، إن كان هذا مصدر ضيق أو إحراج لك فلا يهمني |
| - Eğer bu senin için "neden" değilse, nedir? | Open Subtitles | ــ إن كان هذا ليس الدليل فما دليلك إذن ؟ |
| Eğer bu demodeyse beni de demode görebilirsin. | Open Subtitles | حسنًا يا سيدي، إن كان هذا سخيف، فانا سخيف |
| Eğer bu doğruysa, aradığımız bir şeye nasıl sırtımızı dönebiliriz ki? | Open Subtitles | إن كان هذا صحيحا، فكيف يمكننا أن ندير ظهرنا للشئ الوحيد الذى نبحث عنه؟ |
| yani, Eğer bu doğruysa, bu neden bu kadar zor oluyor? | Open Subtitles | أعني ، إن كان هذا صحيحاً فلماذا يجب أن يكون بهذه الصعوبة ؟ |
| Pekala, eğer istedikleri buysa kimse yapmadığımı söyleyemez. Bob'u serbest bırakın! | Open Subtitles | حسناً ، إن كان هذا رأي الجميع فلن أكون المعارض الوحيد |
| İstediğin buysa; sana söz veriyorum, seni bir daha asla rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | وأعدك أنني سأتركك وشأنك ولن أزعجك مجدداً إن كان هذا ما تريدينه |
| Eğer istediğin buysa, seni de, aileni de yalnız bırakacağız. | Open Subtitles | سنتركك لحالك إن كان هذا ما تريده. .. وعائلتك كذلك. |
| Eğer Bunun için buradaysanız, lütfen şu an burayı terk edin. | Open Subtitles | إن كان هذا سبب تواجدكم هنا، من الأفضل أن تغـادروا الآن. |
| Kesinlikle vücuduna bir çip yerleştirmedim Eğer bunu ima ediyorsan. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لم أضع رقاقة فيك إن كان هذا ماتلمحه |
| Eğer böyle bir laboratuar varsa benim bir bilgim yok. | Open Subtitles | إن كان هذا المختبر موجوداً، فلا أعرف عنه أي شيء. |
| Sonra mutfağında belirdi. Bunlara vicdan azabının neden olup olmadığını merak ediyorsun. | Open Subtitles | ليظهر بمطبخك، وأنت تتسائلين إن كان هذا كافياً لتتهمي نفسك من جديد. |
| Alışveriş merkezinde başını belaya sokmayı böyle tabir ediyorsan, evet Öyle. | Open Subtitles | إن كان هذا ماتسميه البحث عن الصديقات في المجمع التجاري، أجل |
| Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse | Open Subtitles | حسنا، هو لا يظن أنه سيحصل على الوظيفة، إن كان هذا يشعرك بأي تحسن. |
| İş etiğiyle ilgili endişelerine yardımcı olacaksa bunların parasını verebilirsin. | Open Subtitles | إن كان هذا سيحل مشكلتك الأخلاقية يمكنك تعويضي عن هذا |
| Eğer o Kızılderili mezarının üstünü asfaltlattırdığım için beni suçlu hissettirmeye çalışıyorsan, işe yaramayacak. | Open Subtitles | إن كان هذا هو أسلوبك في إشعاري بالذنب بشان تعبيد المقبرة الهندية فلن تنجح في ذلك |