| Her zaman olduğu gibi Eagleton'la dostluk iddiasına girmek istiyoruz. | Open Subtitles | كـ العادة، نريد أن نقوم بـ رهانٌ ودي مع إيقلتون |
| İşte, konuşma metnin. Sonuna Eagleton'ı yeren birkaç espri ekledim. | Open Subtitles | حسناً، إليكِ النص من خطابكِ ولقد أضفت عدة نُكت مهينة لـ إيقلتون بالنهاية |
| Eagleton'ı yermek biraz biraz puan kazanmak için en kolay yol. | Open Subtitles | إهانة إيقلتون هي أسهل طريقة لـ كسب بعض النقاط |
| Yani, siz Eagleton'lıların dünyadan haberi yok demiyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا لا أقصد أن سكان إيقلتون قرويون |
| Pekala, Eagletonlı Ron, kendinden biraz bahset. | Open Subtitles | حسناً، (رون) إيقلتون أخبرني القليل عن نفسك |
| Eagletonlılar da muhtemelen iyidir. | Open Subtitles | أناس إيقلتون قد يكونون طيبين أيضاً |
| Görünüşe göre Eagleton'da bir çeşit bütçe problemi varmış. | Open Subtitles | و على مايبدو أن هنالك مشكلة في ميزانية إيقلتون |
| Eagleton'la ilgili bir sorun varsa, ...ben de orada olmak isterim. | Open Subtitles | إن كانت هنالك مشكلة في إيقلتون فأريد أن أكون هناك |
| Eagleton'ı kurtararak kariyerimi tehlikeye attım ve Jamm, beni onların oylarından mahrum mu bırakacak? | Open Subtitles | وضعت مهنتي على المحت عندما أنقذت إيقلتون و هو يحاول حرماني من أصواتهم؟ |
| 12.01 itibarı ile Eagleton diye bir yer olmayacak ve Pawnee'ye tekrar katıImış olacak. | Open Subtitles | بلدة إيقلتون إندثرت وتم إعادتها كـ جزء من باوني |
| Size temin ettiği dosyalarda Eagleton'daki müdürlüklerinize uydurduğumuz en yakın müdürlüklere yönlendirmeleri bulabilirsiniz. | Open Subtitles | و في المجلدات التي وفرتها ستجدون إرشادات لقسمكم في باوني الذي يقارب قسمكم في إيقلتون |
| Eagleton'da olan ama Pawnee'de olmayan iki müdürlük var: | Open Subtitles | هنالك قسمين من أقسام إيقلتون ليست موجودة في باوني |
| Yakında Eagleton'dan, aşağı yukarı denginiz olan biriyle eşleşeceksiniz. | Open Subtitles | فـ قريباً، سيتم وضعكم مع شخص المناظر لكم بقوة من إيقلتون |
| Eagleton müdürlüğünün yükünü yıllarca sırtımda taşıdım. Her saniyesini sevmiştim. | Open Subtitles | لقد حملت قسم إيقلتون على كتفيّ لسنوات ولقد أحببت كل ثانية منها |
| Eagleton'dan şehir meclisi üyesi. | Open Subtitles | إنها عضوة مجلس المدينة في إيقلتون |
| Eğer kazanırsanız, Eagleton olarak size portakal dolu bu sepeti vereceğiz. | Open Subtitles | إن فزتم إيقلتون ستعطيكم سلة برتقال |
| Eğer Eagleton'lı olsaydım, ne yapardım biliyor musun? | Open Subtitles | سأخبركَ ما سأفعله لو كنتُ من إيقلتون |
| Eagleton hakkında, Jeff Foxworthy-tipi bir iş. | Open Subtitles | مثل أسلوب جيف فوكسورثي لكنه عن إيقلتون |
| Eagleton uçurumun kıyısında. | Open Subtitles | إيقلتون على شفى كارثة مالية عظيمة |
| Eagleton'da sıkıyönetim başlamıştır. | Open Subtitles | إيقلتون تحت الحكم العسكري الأن |
| Peki, Eagletonlı Ron biz Pawnee'de sadakati her şeyin üstünde tutarız. | Open Subtitles | حسناً، (رون) إيقلتون نحن هنا في باوني نقدر الوفاء فوق كل شيء |
| Eagletonlılar oldukça sağIıklı. | Open Subtitles | فـ شعب إيقلتون صحيون |