| Çok büyük. Flint'teki en şanslı adam, Bee Bee Ellis! | Open Subtitles | الأكثر حظاً في فريق فلينت بي بي إيلس | 
| Louise Ellis sadece senin hackleyebileceğin mühürlü bir suç sabıkası var. | Open Subtitles | (لويس إيلس)، لديها سجل إجرامي مغلق انت فقط من تستطيع إختـراقـه | 
| Ellis, beni kimselere görünmeden, başka laboratuarlara da sokman lazım. | Open Subtitles | إيلس )، عليك أن تُدخلني ) مختبر آخر بدون أن يرى | 
| Bak, Els, Efendilerin gemisine gittiğim tüm zamanlarda... | Open Subtitles | اسمعى يا (إيلس)، كل المرات ...التى ذهبت فيها لمركبة الأسياد | 
| Bunu yenebileceğimi sanmıyorum, Els. | Open Subtitles | (لا أعتقد أنى سأتغلّب على هذا يا (إيلس | 
| Peki ya diğer üvey kızım Ilse? | Open Subtitles | ولكن ماذا عن أبنتي إيلس | 
| Ellis'in sicili temizdi, fazla ceza almazdı yinede onu korudun. | Open Subtitles | لا أظن ذلك إيلس ) ليس له سجل ) من المحتمل كان سيتعامل به | 
| Adamın boğazına sert bir şey batıran hep Ellis'tir. | Open Subtitles | إن (إيلس) هو من يمسك بالشفرة على عنق الشخص الآخر | 
| Ellis Hastanesi'nden ayrılıp evine gidebilecek kadar iyi durumda ve hayatta olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | لقد ترك مشفى (إيلس) بحالة جيدة و ذهب* *إلى المنزل سعيداً لأنه حي | 
| Federal Savcı Sam Ellis'in daha yüksek bir koltuk için yarışması bekleniyor. | Open Subtitles | يتوقع بقوة المدعى الفيدرالي (سام إيلس) الترشيح لمنصب أعلى | 
| Sam Ellis'e 18 aylık uğraşlarından sonra, zaferin tadını çıkartmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إلى (سام إيلس). بعد 18 شهر من العمل الشاق، آمل أن يستمتع بوقته | 
| İçeride yedi yıl geçirdim, Ellis. | Open Subtitles | أمضيت سبع سنوات ( في السجن، يا ( إيلس | 
| Senden Ellis konusunda yardım istedim, evini soymanı değil. | Open Subtitles | أخرجتك لتساعدني مع ( إيلس )، ليس لتسرقه | 
| O sarhoşun üzerine giden Ellis'ti. | Open Subtitles | إيلس ) تقدّم ) على ذلك السكران المجنون | 
| Lyman Ellis: Georgia'nın Favori Çocuğu. | Open Subtitles | السجل الإجرامي لـ (لويس إيلس) جاري التحميل ... | 
| Dolaşan söylentilere göre Ellis yüksek bir mevkiye geçmeyi planlıyor. | Open Subtitles | ذلك (إيلس) يخطط للسعي إلى منصبأعلى.. | 
| Els, Annie Oakley değilsin sen. | Open Subtitles | (إيلس)، لستِ (آنى أوكلى) | 
| Seni seviyorum, Els. | Open Subtitles | أنا أحبكِ يا (إيلس) | 
| Albert, denklemler karalamak Fritz'i veya Ilse'yi geri getirmez. | Open Subtitles | يا البرت ان عمل المعادلات لن يعيد (فريتز) و (إيلس) للحياة | 
| Margot diyor ki, Ilse'nin durumu kötüleşiyormuş. | Open Subtitles | تقول ( مارجوت) أن حالة (إيلس) تسوء |