|       Kızınızın parmak iziyle dolu, içi kesilip boşaltılmış bir kitapta.       | Open Subtitles |        في داخل كتاب مُجوّف وبصمات ابنتكما عليه.       | 
|       Kızınızın ihtiyacı olan danışmanlığı ben sağlayacağım.       | Open Subtitles |        سأقوم بتوفير الإستشارة التي ستحتاجها ابنتكما       | 
|       Böldüğüm için kusura bakmayın ama acaba kızınız kalbi ile ilgili birşeyler takıyor muydu?       | Open Subtitles |        لا أقصد أن أتطفل ولكن هل كانت ابنتكما تلبس منظم للقلب؟       | 
|       Hâlbuki kızınız yıllardır anlatmaya çalışıyor.       | Open Subtitles |        ولكن ابنتكما حاولت أن تخبركما به منذ سنين       | 
|       - Efendim, lütfen sakin olun. Size söylemeliyim ki, kızınızı kaçıranlardan akıl almak pek iyi fikir değil.       | Open Subtitles |        والآن، فعلي إخبارك بأن أخذ نصيحة من خاطفي ابنتكما فكرة سيئة       | 
|       kızınızı geri alma şansınızı arttırabiliriz, ama bizimle işbirliği yapmayı denemelisiniz.       | Open Subtitles |        بإمكاننا ان نزيد من فرصة استعادة ابنتكما بقوة ولكنه يتوجب عليكما فقط أنن تتعاونا معنا       | 
|       O kadar yoldan geldim çünkü kızınıza yardım edebileceğimi biliyorum.       | Open Subtitles |        وقد قطعت مسافة طويلة لأنني أعلم بقدرتي على مساعدة ابنتكما       | 
|       Ama kızın kalbini onaracak bir yol bulduğumuzu sanıyorum.       | Open Subtitles |        لكنى أظن أننا وجدنا طريقة لمعالجة قلب ابنتكما.       | 
|       Doktor kızını bulacak ve onu ne pahasına olursa olsun koruyacak, biliyorum.       | Open Subtitles |        الدكتور سيجد ابنتكما و سيهتم بها مهما يتطلب الأمر و أنا أعلم هذا       | 
|       Tek istediğimiz Kızınızın hikâyesini anlatabileceğiniz bir yer ayırmak.       | Open Subtitles |        جل مانريده أن نمنح لكما مجالًا للتحدث عن ابنتكما وأن ترويا قصتها       | 
|       Kızınızın böbrekleri kötü durumda.       | Open Subtitles |        كليتا ابنتكما تتوقفان عن العمل       | 
|       Kızınızın velayeti üzerinde konuşmaya odaklanalım.       | Open Subtitles |        لنحاول فقط أن نركز على حضانة ابنتكما       | 
|       Kızınızın birtakım sorunları olduğunu biliyoruz.       | Open Subtitles |        -نحن نُدرك أنّ ابنتكما كان لديها بعض المشاكل       | 
|       Kısraktan kastım at tabii ki, kızınız değil.       | Open Subtitles |        وأعني بالمهرة الحصان بالطبع وليس ابنتكما       | 
|       Tüm bu süre boyunca kızınız atletsiz genç erkekleri seyrederek büyümek zorunda kalıcak.       | Open Subtitles |        طوال هذا الوقت، ابنتكما ستكبر تراقب كل هؤلاء الشبان المجاورين بلا قمصان       | 
|       Yani kızınız Hannah her çocuğun olması gerektiği gibi yaratıcı.       | Open Subtitles |        اقصد ابنتكما هانا هي خلاقة ما ينبغي ان يكون عليه كل الاطفال       | 
|       Ama şunu da belirteyim,kızınızı geri getirmek için o sizin tek şansınız.       | Open Subtitles |        ولكني أخبركما بأنها فرصتكما الوحيدة لإستعادة ابنتكما       | 
|       Doktor kızınızı bulacak ve ne pahasına olursa olsun ona göz kulak olacak.       | Open Subtitles |        سيجد الدكتور ابنتكما و سيهتم بها مهما تطلب الأمر       | 
|       Karınla beraber kızınızı bu gecelik eve götürün.       | Open Subtitles |        اذهب انت و زوجتك و خذ ابنتكما معكم الى المنزل.       | 
|       Her ikinizde kızınıza ne kadar saygı duyduğumu ve sevdiğimi biliyorsunuz.       | Open Subtitles |        كلاكما تعلمان كم أحترم ابنتكما كم أحب ابنتكما       | 
|       Bağrışmak ve kavga etmek ve birbirinize suç atmak kızınıza hiçbir fayda getirmeyecek.       | Open Subtitles |        و الصياح و الشجار و القاء اللوم لن يساعد ابنتكما       | 
|       Siz çocuklar çiftsiniz ve o da senin kızın yani aile gibiyiz.       | Open Subtitles |        حسناً، أنتما شاذان وهي ابنتكما. إذاً نحنُ مثل العائلة.       | 
|       Neden eşinle birlikte kızını alıp eve götürmüyorsun.       | Open Subtitles |        اذهب انت و زوجتك و خذ ابنتكما معكم الى المنزل.       |