| Buradan küçük bir parça gönderelim, bu küçük parçayı da buraya -- bence öğle yemeğinde yemeden önce kendim de tadına bakmalıyım. | TED | وسوف اعطي هنا هذه القطعة وسوف اعطي لهنا هذه القطعة واريد ان اتذوق انا بنفسي ايضا هذا الخبز .. قبل الغداء |
| Umarım benimle gerçekten ilgilenirsin, çünkü ben senin hazinenin tadına bakmaktan büyük keyif alıcam. | Open Subtitles | امل ان تجعليني انظر داخلك لاني اريد ان اتذوق طعم كنزك |
| Neyse... Devam edelim. Tuz tadı yok artık. | Open Subtitles | استمر فقط اكاد لا اتذوق طعم الملح الآن |
| Sanırım bu doğru. tadını alamıyor, düşünemiyor ya da hissedemiyorum. | Open Subtitles | عندك حق, فانا لااستطيع ان اتذوق, ولا افكر او اشعر |
| Daha önce hiç 1500 dolarlık bir şarap tatmamıştım. | Open Subtitles | شكرا لم اتذوق نبيذ بقيمة 1,500 دولار من قبل |
| O tatlı çilek dudaklarını bir tadayım! Bir geceyi o esmer kalçanın arasında geçirmek için ömrümü verirdim! | Open Subtitles | دعيني اتذوق حلاوه شفتيك " " سأهب حياتي مقابل إمضاء ليله معك |
| Tamam, bir tadımlık ver. | Open Subtitles | حسنا , اعطيني اتذوق |
| Daha önce hiç öyle bir kokteylin tadına bakmamıştım. | Open Subtitles | اتَعْرفُ، أنا لَم اتذوق كوكتيلاتَ مثل هذه قبل ذلك. |
| Tek istediğim kanının tadına tekrar bakmak olsaydı bunu hemen burada yapardım ve beni asla engelleyemezdin. | Open Subtitles | اذ كل مااردته هو ان اتذوق دمك مرة اخرى لفعلتها الان وليس هناك شئ يمكنك فعله لإيقافي |
| Seni öldürmeyi çok istiyorum, bunun tadına varabilirim. | Open Subtitles | اريد ان اقتلك بشدة, استطيع ان اتذوق ذلك |
| Çabuk gel güçlü yaratık; yoksa bu değerli etlerin tadına ben bakacağım. | Open Subtitles | ...تعال بسرعه ايها الاقوى قبل ان اتذوق هذا اللحم الثمين بنفسي |
| Hepsinin tadına bakacağım, söz veriyorum. | Open Subtitles | سوف اتذوق كل شئ. اوعدك , عزيزي |
| Sonunda ounn tadına bakabilecektim | Open Subtitles | الآن أستطيع أن اتذوق العرق منكي. |
| Oldukça iyi eklenmiş bir baharat tadı alıyorum. | Open Subtitles | أنا اتذوق التوابل لا أستطيع التحديد |
| C vitamini tadı alabiliyorum sanki. | Open Subtitles | انا احب ان اتذوق فيتامين سى |
| Uzun zamandır hiçbir şeyin tadını almıyordum. | Open Subtitles | مر وقت طويل قبل ان اتذوق اي شيء |
| Her zaman. Yemek yediğim zaman ayağımdaki pisliğin tadını hissetmek istemiyorum. | Open Subtitles | عندما اكل, لا اريد ان اتذوق طعم ايادي |
| Daha önce hiç böyle bir Chi tatmamıştım. | Open Subtitles | أنا لم اتذوق طاقة مثل هذه من قبل. |
| Hiç böyle bir şey tatmamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق لي ان اتذوق شيء مماثل |
| Anne'in aptal tavuğunu bir tadayım bari. | Open Subtitles | - طبعا دعيني اتذوق دجاج اني السيء |
| sadece tadımlık. | Open Subtitles | فقط اتذوق |