| Bu işten pazarlık ederek çıkmamızı sağlayabilirim. Ashtoncroft'a giderim. | Open Subtitles | انا يمكن ان اتفاوض ساتحدث الى اشتونكروفت |
| Ben pazarlık yaparken dışarıdaymış. Elinden hiçbir şey gelmemiş. | Open Subtitles | كان منتنظر بالخارج عندما كنت اتفاوض لم يستطع فعل أى شئ |
| Şu an ölüme hiç olmadığım kadar yakınım ve pazarlık edecek pozisyonda da değilim. | Open Subtitles | و الآن أنا مستلقيٍ هنا قريب الموت أكثر من أي مرة قط و من هذا الموضع البائس يجب عليا أن اتفاوض |
| Keşke nükleer silah bulabilseydim ama şimdilik füze için pazarlık ediyorum. | Open Subtitles | لو استطيع الحصول علي سلاح نووي .. انا الان اتفاوض علي صاروخ |
| - pazarlık yapıyorum. - Görüntü satmamakla tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | أنا اتفاوض معكي - أنت تهدد بوقف التعامل معي - |
| Ben pazarlık yapmam ama avukatlarım yapar. | Open Subtitles | أنا لا اتفاوض معكم، ولكن موكلي يفعل. |
| Çünkü ben sadece bu kişilerle pazarlık ederim. | Open Subtitles | لأن هؤلاء هم الناس الذين اتفاوض مهم |
| Kiminle pazarlık edebilirim? | Open Subtitles | مع من يمكنني ان اتفاوض ؟ |
| Yani o olmadan pazarlık yapmayacağım. | Open Subtitles | لهذا لن اتفاوض بدونه |
| Daha önce hiçbir hayaletle pazarlık yapmamıştım. | Open Subtitles | لم اتفاوض مع شبح من قبل |
| Kendi aleyhime pazarlık etmemi mi bekliyordun? | Open Subtitles | تريدنى ان اتفاوض ضد نفسى؟ |
| Ben pazarlık yapmam. | Open Subtitles | أنا لا اتفاوض |
| pazarlık yapmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اتفاوض |