| Yapacak işlerim var ve Anlaşmamız sona erdi. | Open Subtitles | لديّ عملٌ أقوم به و أعتقد أنّ اتّفاقنا انتهى |
| Anlaşmamız, korsanını bulup buradan çıkmak üzerineydi. | Open Subtitles | اقتضى اتّفاقنا على العثور على قرصانك ومغادرة هذا المكان |
| Şimdi zannedersem bu anlaşmanın bana düşen tarafını sonlandırıyor. | Open Subtitles | أظنني هكذا أوفيت بشطري من اتّفاقنا. |
| Ne yazık ki bu bizim Anlaşmamızı geçersiz kılıyor. | Open Subtitles | و بحسب فهمي، هذا يجعل اتّفاقنا باطلاً و ملغيّاً. |
| Anlaşmamızda bu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هذا جزءاً مِن اتّفاقنا. |
| Üzgünüm, tatlım. O kısmı anlaşmamıza dahil değil. | Open Subtitles | -آسف يا عزيزتي، هذا ليس جزءاً مِن اتّفاقنا |
| Anlaşmamız hâlâ geçerli. | Open Subtitles | سأحضرها لكِ ما يزال اتّفاقنا قائماً |
| - Hayır. Anlaşmamız, benimle konuşman için seni ikna etmesiydi. | Open Subtitles | اتّفاقنا يقتضي أنْ تجعلك تتحدّث معي |
| Yardımımı istiyorsan evet, Anlaşmamız hâlâ geçerli. | Open Subtitles | لذا إنْ أردتَ مساعدتي... نعم، ما يزال اتّفاقنا سارياً |
| Anlaşmamız kız ölünce fesholundu. | Open Subtitles | اتّفاقنا كان بأنّها لا تتأذى. |
| Anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | ذاك كان اتّفاقنا. |
| Evet, Anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | أجل، كان ذلك اتّفاقنا |
| Şimdi zannedersem bu anlaşmanın bana düşen tarafını sonlandırıyor. | Open Subtitles | أظنني هكذا أوفيت بشطري من اتّفاقنا. |
| Evet. Görünüşe göre bu konuda Anlaşmamızı yaparken hayati önem taşıyan bir detayı atlamışsın. | Open Subtitles | أجل، بخصوص ذلك، يبدو أنّك أغفلتِ تفصيلًا حاسمًا حين عقدنا اتّفاقنا. |
| Anlaşmamızı hatırlatmanın zamanı geldi bence. | Open Subtitles | لعلّ هذا أوان مناسب لتذكرتك ببنود اتّفاقنا. |
| Anlaşmamızı bozabileceğini hiç düşünmemiştim | Open Subtitles | لمْ أعتقد أنّك ستتراجع عن اتّفاقنا |
| Anlaşmamızda, beni bu Belle'in olmadığı zavallı konumda bırakmak yoktu. | Open Subtitles | اتّفاقنا لمْ يتضمن وضعي في هذا الظرف البائس هنا دون (بِل) |
| Anlaşmamızda rehine almak yoktu! | Open Subtitles | -خطفُ الرهائن لم يكن اتّفاقنا . |
| Aaron'u anlaşmamıza başka birini dahil etmeden önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان ينبغي لكِ أن تفكّري في (آرون) قبل أن تشركي أحدًا آخر في اتّفاقنا |
| - anlaşmamıza son verdim say. | Open Subtitles | اعتبري اتّفاقنا لاغيًا. |