| İtiraf etmeliyim, Kivu inanılmaz. Bu boyda fil izleri buldu. | Open Subtitles | يجب على القول بان كيفو مذهل اكتشف اثار قطيع افيال |
| Emin olduğum şey iyi bir kas yapısı olduğu, hatta spor sütyeninin yanık izleri var, demek ki aktif biri. | Open Subtitles | ما اعرفه ان لديها قوة عضلية جيدة وحتى لديها اثار في جسدها من حمالة صدر رياضية تشير الى انها نشيطة |
| Evet ve burda insan kanı ve dışkısı izi bulduklarını yazıyor. | Open Subtitles | نعم و يقولون انهم وجدوا اثار الدم و الغائط الإنسانىى عليه |
| Su yolu killi. Ayak izi bırakırsın. Seni karşıya taşıyayım. | Open Subtitles | ان الطريق كله طين ، وستترك اثار اقدام خلفك |
| Sence tüm bu ayak izlerini yapan tek bir kişi mi? | Open Subtitles | انت تعتقد ان كل اثار الاقدام تلك تركها شخص واحد ؟ |
| Merdivenlerde ya da çatıda bir ipucu ya da bir iz yoktu. | Open Subtitles | لم تكن هناك اي ادلة او اثار على السلم او السقف |
| Üzerindeki dikenli tel izleri hala görülüyordu. | Open Subtitles | كان بالامكان رؤية اثار السلك الشائك عليه |
| Temiz parmak izi alamadık. Dışarıda ayak izleri bulduk. | Open Subtitles | مقرناش نجيب اثار بصمات واضحة لكن لقينا اثار رجلين بره |
| Ayak değil, el bileklerinde ip izleri bulundu. | Open Subtitles | توجد اثار الربط حول المعصمين و ليس الكواحل |
| Tekerlek izleri Renault marka bir arabanınki gibi görünüyor. | Open Subtitles | اثار العجل تدل على ان السيارة قد تكون من رينو |
| Askeri bot izleri. Hepsi buraya doğru. Bir saat olmamış. | Open Subtitles | خمسة اثار لاقدام عسكرية كانت هنا منذ ساعة |
| Toprakta ayak izi bırakmamaya dikkat ettiniz. | Open Subtitles | وكنت حريصة على عدم ترك اثار اقدامك على التربة |
| Üstelik nal izi, kızılderililer ise atlarını nallamaz. | Open Subtitles | أضافة الى انها اثار حدوات حصان والهنود لا يضعون حدوات فى احصنتهم |
| Onları ayakkabıları çaldığını düşündüğünüz ejderhanın ayak izlerini yapmak için kullanmış olmalı. | Open Subtitles | لابد انه استخدمهم لترك اثار اقدام التنين الذى يدعى انه سرق الاحذية |
| ..hiçbir iz yok..ayak izinden başka 3 öğrenci ne yapmış peki ordan geçerlerken.. | Open Subtitles | اثار اقدامه وصلت الى نصف البئر, لا يكفى هذا؟ ثلاثة طُلاب كانوا عناوين الصُحفْ, |
| - Burdaki izler, şerifin aracı ile uyuşmuyor. Bunlar daha geniş. | Open Subtitles | هذه الأثار هنا إنها لا تماثل اثار عربة الشريف إنها عريضة جداً |
| Sanırım bekar olarak yine ilk kez Akşamdan kalma bir haldesin. | Open Subtitles | أعتقد انكِ استمتعتِ بأول اثار ما بعد ثمالة كأمرأة عازبة ؟ |
| Ama merdivendeki ayak izini sen de gördün, değil mi? | Open Subtitles | ولكن ,هل رايت اثار الاقدام على السجادة ؟ |
| Şimdi, eğer emniyet kemeri takıyor olsaydı göğsünde ve boynunda kemer izlerine rastlardım. | Open Subtitles | الان, ان كان يضع حزام الامان لرأيت اثار حرق على رقبته و صدره |
| Ona New York'a nasıl geldiğimi anlattım ve bu annenin ilgisini çekti. | Open Subtitles | اخبرته كيف جئتُ لنيو يورك هذا اثار اهتمام الام |
| Aynı zamanda teknolojinin etkileri de hissedilmeye başlandı çünkü matbaacılık müziği, notalara geçirmeyi, müziğin kod çizelgelerini her yerde müzisyenlerin eline verdi. | TED | وبدات فيه اثار التكنولوجيا تصبح محسوسة لان الطباعة وضعت الموسيقي ونواتها و مسوحها في ايدي المؤدين في كل مكان |
| Tanrım, küçük melek sabah erkenden kalktı. Ateşten eser yok. | Open Subtitles | لقد استيقظت مبكراً، ، وقد اختفت اثار الحمى تماما |
| Eğer giriş kapısındaki bot izine bir daha bakarsanız, topuğu temas ettiği yerde neredeyse belli belirsiz bir damla kan görürsünüz. | Open Subtitles | إذا اخذت لمحةً أخرى الى اثار الحذاء على الباب الامامي انت تقريباً سترى بقعة غير واضحة من الدماء |
| Onun kan izleri olan bir kaya buldular... ayak izlerinin yanında. | Open Subtitles | و جدوا صخرة و اثار دماء عليها بجوار اثار اقدامه |
| Onu Wraith DNA'sı izleriyle karşılaştırmayı dene. | Open Subtitles | انها محاولة لفحص اثار من الحمض الريبي النووي للريث. |
| Bir yönde gidip, ayak izlerinden aynı yolu geri dönebilir. | Open Subtitles | يتجة باتجاه ومن ثم يعود على اثار اقدامه القديمة |