| Efendim, her yere baktık ama Çingene kızdan hiç iz yok. | Open Subtitles | سيجي,لقد بحثنا في كل مكان و ليس هناك اثر للفتاة الغجرية |
| Efendim, her yere baktık ama Çingene kızdan hiç iz yok. | Open Subtitles | سيجي,لقد بحثنا في كل مكان و ليس هناك اثر للفتاة الغجرية |
| Ona dair yolda hiç bir iz yoktu bizde dağıldık | Open Subtitles | لم يكن لها اى اثر على الطريق الرئيسى، لهذا تفرقنا |
| Derisinde damgaya benzeyen bir tür aşınma izi var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وأنه نوع من الكدمه على الجلد ترك بواسطة اثر ما |
| Yaka numarası 34762. Bir cep telefonunun izini bulmak istiyorum. | Open Subtitles | رقم التسلسل 034763 أنا بحاجة إلى اقتفاء اثر هاتف جوال |
| Yani muhtmelen çok fazla kattım ya da votka-portakal karar verme yeteneğimi etkiledi, ne dersin? | Open Subtitles | لذلك من المحتمل اكون قد استخدمت اكثر من اللازم او ان مشروب الفديكا قد اثر على تقديرى ما رائيك؟ |
| Goetz'den bir iz görünürse bir şey yapmadan önce bana haber verin, hepiniz. | Open Subtitles | اى اثر لجوتيز؟ ، أخبرونى قبل ان تفعلوا اي شيء ، انتم جميعا. |
| Semenderlerin olası eşlerinin takip edebileceği özel bir iz bıraktığı söylenir. | Open Subtitles | ان سمندلات الماء تترك اثر الرائحة الاصحاب المحتملين يمكن ان تتبعه. |
| Her yeri aradık ama adamdan en ufak iz yok. | Open Subtitles | لقد قلبنا المكان رأسا على عقب ولا يوجد له اثر |
| Kan değerlerine baktım, ve hastalıktan hiç bi iz bulamadım. | Open Subtitles | لقد نظرت الى تحليل دمك ولم ارى اى اثر للمرض |
| Kelsi'den hiç iz yok, Ama bir eğlenceye davet edildim, ki gurur vericiydi. | Open Subtitles | لا اثر لـ كيلسي لكنني حصلت على دعوة رسميه وهو نوع من المغازلة |
| İz sürülecek bir şey yok, bak sana gerçekçi bir- | Open Subtitles | ليس هنالك أي اثر له ولكن إليك بهذه الفكره الجهنميه |
| Olay yeri inceleme işyerindeki halıda 45 numara ayak izi bulmuşlar. | Open Subtitles | فريق الأدلة الجنائية وجد اثر حذاء قياس 11 على سجاد المكتب |
| Spektrografa göre, hiç toprak izi yok. Sadece, hiç önemi olmayan bir sis yığını. | Open Subtitles | لا اثر لارض هنا , وهذا مخزن للضباب لن تراهما معا |
| O 8 yaşında, sen ise 38 yaşındasın. Ve o kedi ardında kan izi bıraktı. | Open Subtitles | ولكن هذة طفلة عمرها 8 سنوات وانت عمرك 38 سنة والقطة تركت اثر لدمها على النافذة |
| Malcolm'un izini arkadaki açıklığa kadar takip ettim ama çok silikti. | Open Subtitles | لقد تتبعت اثر ,مالكوم في الاحراش في الخلف كان قد اختفى |
| Zehir kişiliklerimizi etkiledi, hepimizi farklı şekilde. | Open Subtitles | والان,السم قد اثر على شخصياتنا بشكل مختلف عن الاخر |
| Norton'u uykuya götürecek olan dozun benim üzerimde pek bir etkisi olmayacaktı. | Open Subtitles | الجرعة التى كانت ستذهب بنورتون الى النوم, سيكون لها اثر بسيط علىّ |
| Gittikleri heryere, bu insanın yaptığı gibi, karmaşık dünyalarının izlerini götürüyorlar. | Open Subtitles | وأينما ذهبوا , كانوا يتركون اثر يدل على عالمهم المعقد مثلما يفعل هذا الرجل الآن |
| SARAH kontrol etti. Evde sıcaklık belirtisi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تحققت سارة انه لايوجد هناك اي اثر للحرارة في المنزل |
| Dedektif, şuradaki mermi izine bakın. Parçalamamış bile! | Open Subtitles | ايها المحقق،القى نظرة على اثر الرصاصة علىالباب،الرصاصةلم تتسبببهذا |
| Her yırtıcının, avların bıraktığı belli belirsiz izleri saptayabilen olağanüstü koku alma duyuları var. | Open Subtitles | كُلّ مفترس يمتلك حاسة شم مدهشة، قادرة على إكتِشاف ادنى اثر خلفته وراءها فريستهم. |
| Lazer güdümlü bomba bu köyü etkiler mi? | Open Subtitles | ألن يُلحق اثر إنفجار القنبلة الموجهة بالليزر الضرر على هذه القرية؟ |
| Dr. Turk'e, şeker hastalığının ameliyattaki performansını etkilemiş olup olamayacağını sorarak başlamak istiyorum. | Open Subtitles | انا اود ان اسأل د.تورك اذا كان السكري قد اثر في ادائه في العمليه؟ |