| - Ama bunlar kanıt. - Küçük kızıma olan sevgimin kanıtı. | Open Subtitles | بس دي ادله جريمه اه دي ادله اني بحب بنتي الصغيره |
| Kaç gün oldu? Şimdiye kadar bir kanıt bulmamız lazımdı. | Open Subtitles | كم عدد الايام التي نحن بحاجة لها لنعثر على ادله |
| Ceset bile yoktu. Ama bir sürü delil var. Ve görgü tanığı da yoktu. | Open Subtitles | لا أحد , ولكن كان لدينا الكثير من ادله الطب الشرعية دون وجود شاهد واحد |
| Gidip biraz ipucu toplayayım, ama bu gece devriye sırası bende. Ne? | Open Subtitles | انا ابحث عن ادله اثناء فتره عملى كحّّارس ليلى للمنطقه |
| Evet, hikayeleri duydum, araştırdım ve kanıtlar buldum. | Open Subtitles | نعم لقد سمعتها. وذهبت للبحث ولقد وجدت ادله |
| Bunu kontrol altına almalılar. Bu öğrenilmeden önce adadaki tüm kanıtları ortadan kaldırmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب ان يسيطروا على ذلك, يجب ان يمحوا اي ادله على الجزيرة قبل ان تخرج للعلن |
| Bu işi güzellikle bitirmenin tek yolu, Gibson ve adamları hakkında kanıt bulmak. | Open Subtitles | الطريقه الوحيد لأنهاء هذا للابد هي الحصول على ادله على تورط "جيبسون" ورجاله |
| Adem zamanında Allah tarafından inşa edildiğine inanırlar ama bunun tam kökenini teyit edecek arkeolojik ya da tarihsel kanıt yoktur. | Open Subtitles | لكن ليست هناك آثار أو ادله تأريخيه لتاكد الاصول بدقه |
| Ama böyle bir kanıt varken, bugün o kadar da çok çalışmama gerek yok. | Open Subtitles | لكن مع ادله كهذه لست مظطراً للقيام بذلك. |
| Yargıç bize süre verdi fakat yarına kadar yeni bir kanıt bulamazsak, şansımız yok. | Open Subtitles | القاضي اعطاني تأجيل ولكن ان لم نجد ادله جديده الي الغد لن يصبح لدينا اي فرص |
| Bakın, eğer birine tuzak kurmak isteseydim herkese onun suçlu olduğunu söyler ve sonra da bunun kanıtı olarak da evine deliller yerleştirirdim. | Open Subtitles | انظروا, اذا كنت احاول الايقاع بشخص ما اريد ان اقول للجميع انه مذنب و من ثم ازرع ادله فى شقته كدليل |
| Eğer seni tutuklamaya yetecek kanıtı olsaydı, şimdiye kadar bunu yapardı zaten. | Open Subtitles | لو كان لديها ادله كافيه لتعتقلك لكانت فعلت ذلك بالفعل |
| Birçok yolsuzluğunun yeterli kanıtı orada. | Open Subtitles | يوجد هنا ادله كافيه لإتهامه بالعديد من تهم الفساد |
| Teslim etmek istediği delil falan mı var? | Open Subtitles | اذا كانت لديه ادله جديد ليُريني اياها .. |
| Onu bırakmam için delil gerekiyor demedim mi? | Open Subtitles | الم اقل لك ان تبحث عن ادله لاطلاق سراحها؟ |
| Müvekkilimi, somut delil yerine, yetersiz bir tanık ifadesi... ile gözaltına almanızı garipsiyorum. | Open Subtitles | و لكني لا اري ذلك عاديا انك اخذتم المتهم رهن الاعتقال بناءا علي شاهد غير حاسم و ليس ادله قويه |
| Gidip biraz ipucu toplayayım, ama bu gece devriye sırası bende. Ne? | Open Subtitles | انا ابحث عن ادله اثناء فتره عملى كحّّارس ليلى للمنطقه |
| Elimizde herhangi bir ipucu yok. | Open Subtitles | ... لهذه اللحظه ليس لدينا اية ادله |
| Detektif Peralta, dün akşam "yeni" kanıtlar bulmuşsunuz. | Open Subtitles | محقق بيرالتا لقد وجدت ادله جديده البارحه |
| Bizim göremediğimiz kanıtları toplamış olabilirler. | Open Subtitles | ربما حصلوا على ادله نحن بحاجه لمعرفتها ؟ |
| Quinn artık şüpheli değil. Artık ne zanlımız var, ne de ipucumuz. | Open Subtitles | كوين" خارج دائرة الاتهام" وليس لدينا مشتبه بهم او ادله |
| Bayan Manion'un halinin... davayla ilgili olduguna dair bir kant yok. | Open Subtitles | اعتراض. لم تقُدّمَ اية ادله تجعل لمظهرِ السّيدةِ مانَيوّنَ اية اهميه |
| Örneğin, onun aleyhine daha ileri deliller ortaya çıkarsa. | Open Subtitles | انك تظن انه الفاعل اكيد اذا كانت ظهرت ضده ادله اخرى |