| ABD'ye döndüğümde ve hava alanına girdiğimde bir ses duvarı bana çarptı. | TED | عندما عدت إلى الولايات المتحدة ودخلت إلى المطار، جدارٌ من الصوت ارتطم بي. |
| Kayan bir yıldız Yeryüzüne çarptı ve çirkin bir toparlak meydana geldi. | TED | ارتطم مُذنب بالأرض، وانبثقت فُقاعة بشعة المظهر. |
| Arabanın ön kaputu tarafından alınıp, çarpılmış yada aşağıya yuvarlanıp, yüzü caddeye çarpmış. | Open Subtitles | ارتطم بغطاء السيارة ثم ارتد عنه ولربما تدحرج أرضاً ثم حطم وجهه على الطريق |
| Biri içeri girip yumrukla onu yere serdi. Düşünce başını vurdu. | Open Subtitles | شخص ما جاء الى هنا و ضربه وقد ارتطم رأسه عند سقوطه بالأرض |
| O zavallı kuş olmalı. Pencereye çarpıp boynunu kırmış. | Open Subtitles | يجب أن يكون ذلك الطير سيّئ الحظ لقد ارتطم في النافذة وكسرت رقبتها. |
| Ben de öyle. Bir şeye çarptın mı? Düştün mü? | Open Subtitles | انا أذهب الى كوتش ايضا هل ارتطم رأسك بشيء |
| İkinci defa bir kafaya çarpınca biraz sinirlerim bozuldu! | Open Subtitles | هذه المرة الثانية أنا ارتطم بى رأس مقطوع، وهو يزعجني! |
| Bilim adamlarımız bir göktaşının kıtamıza 10,000 yıl önce çarptığını teorize etmişlerdi. | Open Subtitles | علماؤنا وضعو نظرية أن كويكب ارتطم بقارتنا قبل 10,000 سنة |
| Bu kanıt Permiyenlerin sonlarını göstermek için kullanıldı, 250 milyon yıl önce bir kuyruklu yıldız bize çarptı. | TED | وقد استعمل هذا الدليل للإيحاء بأنه في نهاية العصر البرمي أي قبل 250 مليون سنة ارتطم بنا مذنب. |
| Yaklaşık 5 milyar yıl önce, Dünya'ya oldukça büyük bir göktaşı çarptı. | Open Subtitles | منذ حوالي 5 بلايين من السنين كويكب ارتطم بالأرض |
| - Tamam ağaca değil başka bir arabaya çarptı. | Open Subtitles | حسناً ، إذاً هو ارتطم بسيارة أخرى و ليست شجرة |
| Gelirken yolda salağın biri arabama çarptı. | Open Subtitles | ارتطم أحد الأغبياء بسيارتي أثناء قدومي إلى هنا |
| Kaza yaptığında göğsü direksiyona çarpmış. | Open Subtitles | صدره ارتطم بعجلة القيادة عندما الاصطدام. |
| Düşerken kafasını çok sert çarpmış. | Open Subtitles | ارتطم بالأرض بشدة أثناء سقوطه متى يمكننا التحدث إليه؟ |
| Sanırım kafası kaldırıma falan çarpmış. | Open Subtitles | أعتقد أنّ رأسه ارتطم بالأرض بقوة أو ما إلى ذلك |
| "O anda, çok büyük bir patlama oldu-- oda sallandı.... Bay Murphy-- [Bir yardımcı işçi] şok geçirirken, odayı boydan boya vurdu." * Peter M. Murphy * * E Bölümü 4. | Open Subtitles | فى هذه اللحظة هز الغرفة انفجار هائل، السيد مورفى قذف عبر الغرفة وأحد الزملاء ارتطم بمكتبه، بيتر مورفى بالدور الرابع |
| Posta dağıtırken manyağın teki vurdu. Sana anlattım. | Open Subtitles | احمق ما ارتطم بي وانا اوزع البريد أخبرتك بهذا |
| Oradan da yere ve çöp kovasına çarpıp durdu. | Open Subtitles | ارتطم بالأرض و توقف عن الدحرجة عند سلة المهملات |
| Şimdi biliyoruz, ama o kuş cama çarpıp öldüğünde... aradan bir süre geçmişti, yani biz bilmeden önce... bildiğimiz kadarıyla. | Open Subtitles | نعلم الآن، ولكن ذلك العصفور قد ارتطم بالنافذة ومات قبل فترة قبل أن نعرف بهذا هذا الذي نعرفه |
| Beni gördün, taşa takıldın kendi kafanı kendin çarptın. | Open Subtitles | تعرّفتِ عليّ، ثم تعثرتِ بصخرة و ارتطم رأسك |
| Başını fena çarptın. | Open Subtitles | لقد ارتطم رأسُك بقوة |
| Belki de pencereye çarpınca bayılmıştır. | Open Subtitles | ربما هو اصيب فقط عندما ارتطم بالنافذة |
| Kafamı kaldırıma çarpınca küçük bir şok yaşadım. | Open Subtitles | "أُصبتُ بإرتجاجٍ سيّءٍ عندما ارتطم رأسي بالرصيف." |
| Şoförün, kafasını direksiyona çarptığını biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | - نعم- أترى،نحن نعرف من الحطام أنه أيا كان السائق فقد ارتطم رأسه بعجلة القيادة،صحيح؟ |
| Mailimde tüm bildiğimizin Rob'un eve gelip çitlere birinin çarptığını söylediğini yazdım. | Open Subtitles | ذكرت فيه أننا كلنا كنا نعرف أن (روب) عرج على المنزل -متحدثًا عن شخص ارتطم في السياج |