| Sorularını cevaplamayı reddediyorum. Satranç oynamayacaksan, ben mektup yazmaya gidiyorum. Sen de yat. | Open Subtitles | انا ارفض الأجابة على اى اسئلة اخرى, لو لن تلعبى الشطرنج, ساذهب لفراشى |
| Festivalin onurlu bir görevlisi olarak, onuruma leke sürmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | بإعتباري مسئولاً محترماً لهذا المهرجان أنا ارفض أن أشوه نزاهتي |
| Ben bunu bir kaza olarak adlandırmayı reddediyorum. | TED | وانا ارفض ان يتم اعتبار ذلك كمجرد حادث عرضي |
| Yapabileceğim tek bir şey var o da seni reddetmek. | Open Subtitles | هناك شيء واحد امامى فحسب لافعله أنا ارفض مشاعرك أسفة |
| Ölen birinin son arzunuzu nasıl reddedebilirim? | Open Subtitles | كيف ارفض الطلب الاخير لرجلِ مُحتَضر؟ |
| Bu nedenle televizyona çıkmayı reddediyorum televizyon hariç. | Open Subtitles | ولهذا السبب انا ارفض الظهور علي شاشة التليفزيون |
| Gotham'da, izcileri çıldırmış palyaçolara mutlu ev kadınlarını kedi kadınlara çeviren bir salgın kol gezerken bir bebek gibi aciz kalan belediye başkanını kurtarmayı reddediyorum. | Open Subtitles | و لكنني ارفض انقاذ العمده الذي وقف بجوارنا كالصغير بينما دمر المرض جوثام |
| Bu formalite, gerçekten. Ona yaklaşmayı reddediyorum. | Open Subtitles | انها علاقه ,شكليه انا ارفض ان اتقرب اليه اكثر |
| Üç gün evde oturup beklemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | انا ارفض ان الازم المنزل لثلاثة ايام وانا انتظر |
| İstiyorsan bir hayvan gibi yaşamayı seçebilirsin... ama bunun bir parçası olmayı reddediyorum. | Open Subtitles | تستطيع الأختيار ان تعيش كحيوان إن رغبة لكني ارفض ان اخضع اليه |
| Masum bir insanın öldürülmesinin işleri düzelteceğine inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | ارفض الاعتقاد أن قتل شخص بريء يمكن على الاطلاق ان يكون الامر الصحيح |
| Konuştuklarının bir kelimesini bile anlamıyorum ama ne dediğini kesinlikle biliyorum ve özür dilemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | انا لا افهم اي كلمة مما تقوليه ولكني ارفض الاعتذار |
| Ben buna inanmayı reddediyorum. Senin güzelliğe açılan pencerem olduğunu yazdığımda bunu içimden gelerek yazmıştım. | Open Subtitles | اننى ارفض ان اصدق هذا عندما كتبت انك كنت نافذتى على الجمال |
| Bu soruya ahlaken yanıt veremem, çünkü bir çocuğa cinsel yönden bakmayı reddediyorum. | Open Subtitles | اعتقد اني ساكون بدون أخلاق ان جاوبتك على سؤالك لأني أنا ارفض استغلال الاطفال وهذا حزء مما احاربه |
| bu soruyu listeyle yanıtlamayı reddediyorum. | Open Subtitles | انا ارفض الأجابه عن هذا السؤال بدون لسته |
| Çünkü teklifini reddetmek durumundayım. Hâlâ benden korkuyorsun değil mi? | Open Subtitles | لأنني يجب أن ارفض عرضك انت لاتزال تخافني اليس كذلك؟ |
| İstediğim kişiye hizmet sunmayı reddedebilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان ارفض خدمة اي شخص -هذه هي الطريقة الامريكية |
| Teklifiniz için çok teşekkürler ama geri çevirmek durumundayım. | Open Subtitles | أود أن اقول شكرأً لكِ, ولكن يجب أن ارفض عرضك. |
| Ton balığı yemeyi ret ediyorum. | Open Subtitles | ارفض التواجد بمكان فيه سمك التونا الان ، هيا |
| Bana teklif edilen öğretmenlik görevini Kabul edip etmeme konusunda size danışmayı istiyorum. | Open Subtitles | فيما اذا كنت اقبل أو ارفض وضع ما والذى عُرض علىً بصفتى معلًمة. |
| Hele bir dövüşmeyi reddet, karını buldurmak için parmağımı oynatmam. | Open Subtitles | ارفض القتال وسوف أوقف محاولاتي لإيجاد زوجتك |
| Freddie dediki , sen her zaman bişeyler yapmamızı soruyorsun,sadece hayır de | Open Subtitles | يقول (فريدي), كل مرّة تطلب منّي فعل شيء, ارفض ببساطة. |
| Bay Gorosh, Dr. Kevorkian'a karşı tüm suçlamaların düşürülmesi talebinizi reddettim. | Open Subtitles | سيد (جروش) ارفض طلبك المتعلق بإسقاط جميع التهم من الدكتور (كفوركيان) |
| Reddetmen hâlinde fiziksel güvenliğinle ilgili sana garanti veremeyeceğimizi söylediler. | Open Subtitles | ارفض كما تريد فقد نصحتك اننا لانستطيع ضمان سلامتك |
| Biliyorum, üzgünüm ama reddedemem. | Open Subtitles | أعرف. أنا آسف، ولكن أنا لا يمكن أن ارفض. |
| O çok eski bir aile dostu. Yardım isteğini geri çeviremezdim. | Open Subtitles | انه صديق للعائلة قديم جداً ولايمكننى ان ارفض طلبه للمساعدة |