| Şu sağdıç konusunu konuşmalıyım onunla. | Open Subtitles | لماذا؟ لا بد لي من الحديث معها إزاء هذا الوضع اشبين العريس. |
| Böyle negatif düşünmek, seni daha kötü bir sağdıç yapıyor. | Open Subtitles | هذا هو التفكير السلبي الذي يجعلك اشبين سيء |
| Nedime ve sağdıç, geleneksel bir şey. - Öyle mi? | Open Subtitles | وصيفة العروسة، و اشبين العريس، انه تقليد مُتَعارَف عليه نوعاً ما. |
| Kraliyet sağdıcının dünya kadar işi oluyor. Kim tahmin edebilirdi ki? | Open Subtitles | مهام اشبين العريس كثيرة جدًا من كان يعلم؟ |
| Chuck'ın sağdıcının tavsiyelerine uyarız. | Open Subtitles | (بناء على نصيحة اشبين (تشاك |
| Hayattaki hedeflerimden biri de sağdıç olmaktı. | Open Subtitles | واحد من أهدافي في الحياة أن أكون اشبين |
| Benim için, sağdıç lazım. | Open Subtitles | -من أجل حفل زفافي . من أجلي، أنا في حاجة الى اشبين |