| Yani, neredeyse çıkacağımız bir an olmuştu ama tamamen farklı şeyler istiyoruz. | Open Subtitles | اعني .. كانت بيننا هذه اللحظة التي كدنا فيها ان نتواعد و لكننا نريد اشياء مختلفة بالكامل |
| Lakin şimdi hayattan farklı şeyler istiyorum. | Open Subtitles | لكن الآن نحن نريد اشياء مختلفة من الحياة |
| Farklı insanlarla çalışıp farklı şeyler denedik. | Open Subtitles | بدأنا العمل مع ناس مختلفين وتجربة اشياء مختلفة |
| Ayrıldığımız zaman kabullenmek için çok uğraştım ama kabullendim çünkü çok farklı şeyler istediğimizi biliyordum bu beni bitirdi çünkü aynı zamanda ruh ikizi olduğumuzu da biliyordum. | Open Subtitles | عندما انفصلنا, اجبرت نفسي على الموافقة على هذا لأنه في النهاية عرفت اننا كنا نريد اشياء مختلفة ولكن هذا قتلني. |
| Ve ayrıca, tamamen farklı şeyler istiyoruz. | Open Subtitles | و بجانب اننا نريد اشياء مختلفة بالكامل |
| Gün aynı gün, ama farklı şeyler gerçekleşiyor. | Open Subtitles | اليوم هو نفسه, لكن اشياء مختلفة تحدث. |
| Sadece farklı şeyler istiyorduk o kadar. | Open Subtitles | ولكن كلانا كان يريد اشياء مختلفة |
| Fakat bunlar farklı şeyler. | TED | لكنها اشياء مختلفة. |
| farklı şeyler görüyorsun. Lütfen konuşma. | Open Subtitles | تشاهدين اشياء مختلفة |
| farklı şeyler istiyoruz. | Open Subtitles | إننا نريد اشياء مختلفة |
| Ve farklı şeyler istiyoruz. | Open Subtitles | و نحن نريد اشياء مختلفة |
| Biz farklı. Biz farklı şeyler istiyorum. | Open Subtitles | نحن مختلفون نريد اشياء مختلفة |
| Hayır. Hayır. farklı şeyler söylüyoruz. | Open Subtitles | لا لا ,نقول لهم اشياء مختلفة |
| Hayır. Hayır. farklı şeyler söylüyoruz. | Open Subtitles | لا لا ,نقول لهم اشياء مختلفة |
| Sen ve Marisa, farklı şeyler istiyorsunuz. | Open Subtitles | انت و (مريسا) تودون اشياء مختلفة |
| Fakat senin ve kızının istekleri tamamen farklı şeyler! | Open Subtitles | ولكنك و (مريسا) تودون اشياء مختلفة.. |
| - Sen ve Marissa farklı şeyler istiyorsunuz. | Open Subtitles | - انت و (ماريسا) تودون اشياء مختلفة . |