| Charles'la konuştum ve bu söylentileri kendisinin sızdırmadığını söyledi ve ona inanıyorum. | Open Subtitles | تحدثت مع تشارلز و هو لم سضع تلك القصص و انا اصدقه |
| Şeyhin ve cariyesinin sırra kadem bastığını söylüyorsa, ona inanıyorum. | Open Subtitles | عندما يقول أن الشيخ و جاريته اختفيا في الهواء، اصدقه |
| Ve bana anlatmaya çalışırdı ama ona inanmadım. | Open Subtitles | و كان مستمراً في محاول اخباري لكني لم اصدقه |
| O zamanlar ona inanmamıştım ama her nedense şimdilerde inanmaya başlıyorum. | Open Subtitles | لم اصدقه حينها لكن لبعض الاسباب , انا بدأت |
| Namlunun ucundaki kişinin bunu hak ettiğini söylerdi. Aslında, uzun zaman ona inandım. | Open Subtitles | ان الشخص الذي اقتله يستحق ذلك ولفنره طويله كنت اصدقه |
| Neye inandığımın bir önemi yok. | Open Subtitles | ليس المهم ما اصدقه |
| Ben mümkün olacak her şeye inanırım. | Open Subtitles | سوف اصدق كل ما يمكننى ان اصدقه |
| Hayır inanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اصدقه |
| Aramızda rüyalarının peşinden bir tek o koşturuyor ve şu anda o rüyaya çok yakınız ve "en kötüsü geri kaldı" sözüne inanıyorum. | Open Subtitles | فهو الوحيد الذي تجاسر علي الحلم والآن نحن قريبون جدا وانا اصدقه عندما قال ان الاسوأ قد فات |
| İnanmıyordum, ama artık inanıyorum. | Open Subtitles | انا لم اكن اصدقه من قبل, زلكن الان,انا لا اعرف ماذا افعل. |
| Ben vurulmasının kaza olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | انا اصدقه ، حين قال ان إطلاق النار كان حادثاً |
| kim olduğunubilirsin sen hakkında uydurulmuş hikayelere inanıyor evet,inanıyorum | Open Subtitles | هل تصدق الكلمات الذى يدعيها , انت او هو ؟ نعم , انا اصدقه |
| Neye inanıyorum biliyor musun, onu boğdun ve intiharmış gibi göstermeye çalıştın. | Open Subtitles | ما اصدقه ، هو أنك قمت بشنق نيكي وحولت جعله يبدو مثل انتحار |
| Doğru. Ben de başta inanmadım. | Open Subtitles | هذا حقيقي لم اصدقه في المرة الاولى |
| İlk başta ona ben de inanmadım. | Open Subtitles | في البداية ، لم اصدقه ايضاً. |
| Tabi ki ona inanmamıştım, ama anlaşılan beni başkasının evine getirmişsin. | Open Subtitles | لم اصدقه بالطبع، و لكن .... لكن الان بما انك احضرتني الى منزل شخص اخر من يعلم ما الذي عليّ تصديقه ؟ |
| O zaman ona inanmamıştım ama şimdi inanıyorum. | Open Subtitles | انا لم اصدقه ولكنى اصدقه الان |
| Bana beni götürebileceğini ve o olmadan kurtulamayacağımı söyledi ben de ona inandım. | Open Subtitles | أخبرني أنه لو كان المركب لما كنت لأنجو وأنا اصدقه |
| Neye inandığımın bir önemi yok. | Open Subtitles | لا يهم ما اصدقه |
| Bana söylediğin her şeye inanırım. | Open Subtitles | كلشيئتخبرنىبه، اصدقه. |
| Fakat ben inanmıyorum. | Open Subtitles | لكنني لا اصدقه |
| Senin durumuna baktığımda, bence bu inanması güç. | Open Subtitles | في حالتك ، اجد ان ذلك صعب جداً ان اصدقه |
| Buna inanayım mı, inanmayayım mı? | Open Subtitles | هل هذا الشيء يجب ان اصدقه ام لا؟ |